Max Planck Enstitüsü tarafından yayımlanan güncel bir rapor, ChatGPT ve benzeri dil modellerinin sadece metin üretiminde değil, kullanıcıların konuşma dilini şekillendirmede de etkili olduğunu gösteriyor. Rapora göre, yapay zeka tarafından sıkça kullanılan bazı kelimeler artık insanlar arasında da yaygın biçimde kullanılıyor.
Örneğin; delve (derinlemesine incelemek), adept (usta), meticulous (titiz), realm (alan), intricate (karmaşık) ve underscore (vurgulamak) gibi daha önce nadiren karşılaşılan İngilizce kelimeler, son dönemde doğal konuşmaların bir parçası haline gelmiş durumda. Bu terimler, başta yalnızca yapay zekaya özgü ifadeler olarak dikkat çekiyordu. Ancak dil modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte kullanıcılar da bu dili içselleştirmeye başladı.
Sadece kelimeler değil, üslup da değişiyor
Raporun dikkat çektiği bir diğer önemli bulgu ise cümle yapıları ve anlatım biçimlerindeki değişim. İnsanların, özellikle resmi, analitik ve açıklayıcı bir üslup tercih etmeye başladığı belirtiliyor. Bu değişim, yalnızca sosyal medya gönderilerinde ya da dijital içerik üretiminde değil; iş toplantıları, akademik sunumlar ve gündelik yüz yüze konuşmalar gibi alanlarda da gözlemleniyor.
Uzmanlar, bu eğilimin farkında olmadan geliştiğini ve dil modellerinin insanlar için üretim yaparken aynı zamanda yeni bir dil standardı oluşturduğunu ifade ediyor. Yani, teknoloji artık yalnızca bir araç değil; aynı zamanda kültürel bir etki kaynağı haline gelmiş durumda.
Dil her zaman değişime açık bir yapıya sahipti. Ancak geçmişte bu değişimler toplum içindeki doğal etkileşimler sonucu ortaya çıkıyordu. Max Planck Enstitüsü’nün araştırmasına göre, bu kez değişimin yönü insandan makineye değil, makineden insana doğru ilerliyor. Özellikle genç kuşaklar, yapay zekayla daha sık etkileşim kurdukları için bu dil dönüşümünden daha hızlı etkileniyor.
Uzmanlar, bu durumun hem dilbilim hem de toplum açısından uzun vadeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Eğitim sistemleri, dijital medya politikaları ve dilin kültürel aktarımı gibi konular, bu yeni dijital etki çerçevesinde yeniden değerlendirilmek zorunda kalabilir.