Göçer anneler, hayatlarını sürülerin peşinde sürdürerek ve çadırlarda yaşayarak, zorlu yaşam koşullarıyla mücadele ediyorlar ve aynı zamanda üretime önemli katkılar sağlıyorlar.
Göçer ailelerde, hayvanları için yılın farklı dönemlerinde kilometrelerce yol katederek yer değiştirmek zorunda kalan ve göç ettikleri bölgelerde kurdukları çadırlarda yaşam sürenlerde en büyük yük genellikle kadınların omuzlarına binmektedir.
Eşlerine destek olmak, çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak amacıyla bu zorlu yaşamı sürdüren kadın göçerlerin mesaisi günün ilk ışıklarıyla başlıyor.
Hayvanları meraya çıkaran, bakımlarını yaparak süt sağan, peynir hazırlayan, elektrik ve suyun olmadığı çadırlarda odun ateşinde yemek pişiren, çamaşır yıkayan ve çocuklarının bakımını üstlenen kadınlar birçok imkandan ve sosyal yaşamdan mahrum kalıyorlar.
Okul çağındaki çocuklarını memleketteki yakınlarına bırakan anneler, yanlarına aldıkları çocuklarını arazide çalışırken sırtlarında taşıyor.
Hayvancılığa adadıkları yaşamlarını yaz kış demeden yollarda ve çadırda geçiren kadınlar emekleriyle sektöre de önemli katkı sağlıyor.
"Çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz"
Elazığ'ın Karakoçan ilçesi Sarıcan Yaylası'nda çadırlarda yaşayan göçer kadınlardan biri olan 40 yaşındaki Songül Koyun, anne ve babalarından gördükleri mesleği sürdürdüklerini belirtti.
Eşi ile sürekli hayvanlarla ilgilendiklerini belirten Koyun, "Çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz. Tatilimiz yok sürekli hayvanlarla beraberiz. Bu hayat anlatılmaz yaşanır. Bu mesleği çocuklarımız için sürdürüyoruz. Onlara bir gelecek sağlamaya çalışıyoruz." dedi.
Eğitim öğretim döneminde çocukların okulda, kendilerinin ise yaylada olduklarını ifade eden Koyun, oğlunun mezuniyetine dahi gidemediğini anlattı.
Koyun, en büyük dileklerinin yaylada konteynerde yaşamak ve elektriğe kavuşmak olduğunu belirtti.
"12 ayımız çadırlarda geçiyor"
48 yaşındaki 2 çocuk annesi Zeynep Büyük, doğduğundan beri hayvanlarla iç içe bir yaşam sürdüğünü söyledi.
Sürekli yaylalarda, çadırlarda yaşadıklarını anlatan Büyük, "Yaşam şartlarımız zor. Yağmur, kimi zaman da kar altında çalışıyor, koyunlarla uğraşıyoruz. Çocuklarımız okulda biz buradayız. Onlara da hasret kalıyoruz. 12 ayımız çadırlarda geçiyor." diye konuştu.
Büyük, mesailerinin gün boyu sürdüğünü belirterek, yayla koşularında yaşamlarının zorluklarla geçtiğini aktardı.
Eşlerine destek olduklarını dile getiren Büyük, "Bu işi çocuklarımız için, onların geleceği için yapıyoruz. Odun, su taşıyoruz, ekmek pişiriyor, yemek yapıyor, çamaşır yıkıyoruz. Bunların hepsi bizim sırtımızda." ifadelerini kullandı.
"Yağmur, çamur demeden çalışıyoruz"
2 çocuk annesi Fatma Büyük, ömrünün yaylalarda, koyunların peşinde geçtiğini belirtti.
Büyük, şunları söyledi:
"Çocuklarımızın okuması için buradayız. Koyunlara bakıyoruz, işimiz ağır. Yağmur, çamur demeden çalışıyoruz."
57 yaşındaki 4 çocuk annesi Çiçek Daş, yetiştirdikleri hayvanların kendileri için ekmek kapısı olduğunu ifade ederek, hayvanlara da çocukları gibi özenle baktıklarını belirtti.
ü
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
Fotoğrafların devamı için tıklayınız...
ü
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)