Bavbek, "Halihazırda dünyada 44 ülkeden 151 merkez UCARE çatısı altında yer alıyor. Ülkemizden de şu ana kadar 18 merkez buraya kabul edildi, biz 17. merkez olduk. Bundan dolayı çok mutlu ve gururluyuz." ifadelerini kullandı.
Merkeze başvuru sürecinin ciddi aşamalardan oluştuğunu belirten Bavbek, yılda kaç hasta başvurusu alındığı, tedavi süreçleri, güncel tedavilerin uygulanıp uygulanmadığı gibi birçok kıstasın çeşitli denetimlerle incelendiğini dile getirdi.
"Hem hastalarımıza hem de hekimlerimize olumlu yansımaları olacak"Prof. Dr. Bavbek, başhekimlik, dekanlık, ekip arkadaşlarının desteği ve çabasıyla tüm bu aşamalardan başarıyla geçtiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen hafta içerisinde Ürtiker Referans ve Mükemmeliyet Merkezi'nin bir parçası olmaya hak kazandık. Bunun hem hastalarımız hem de asistan hekimlerimiz açısından olumlu yansımaları olacak. Merkezin eğitim grupları var. Bu çerçevede biz de ürtiker hastalarımız için eğitim programları düzenleyeceğiz. Hastalığın neden ortaya çıktığı, ne kadar sürdüğü, tedavisine ilişkin düzenli bilgilendirmelerde bulunacağız. Hekimlerimiz ise en son tedavi seçeneklerini öğrenip, bunları uygulayabilecek. Sürecin henüz çok başında olsak da tüm bu aşamaları gerçekleştireceğimize inanıyoruz."
UCARE sertifikasının 2 yıllık olduğunu, istenilen standartların sürdürülmesine göre uzatıldığını aktaran Bavbek, "UCARE, bizim için önemli bir basamaktı ve onu atlayabilmekten çok mutluyuz. Bundan sonra da bu başarıyı sürdürme çabasında olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"Ürtikeri 20-25 yıl süren hastalar var"Prof. Dr. Sevim Bavbek, ürtikerin kişilerin yaşam kalitesini çok bozduğuna ve bu açıdan hastalıkla ilgili bilgi sahibi olmanın önemine vurgu yaparak, şu bilgileri paylaştı:"Ürtiker yani kurdeşen, vücudun çeşitli yerlerinde çok kaşıntılı kabarıklara neden oluyor. Bazı hastalarda şişlikler de görülebiliyor. Akut grupta olan hastalar, doğru tedaviyle ortalama 1,5 ay içinde iyileşebiliyor. Ancak kronik grupta yer alan, ürtikeri 20-25 yıl süren hastalar da var. Özellikle bu kişiler sürekli kaşıntı, uyuyamamak, konsantre olamamak gibi yaşam kalitesini bozan olumsuzluklarla da mücadele ediyor.
Fakat merkezimizde de uygulanan ek tedavi seçenekleri bulunuyor. Bu nedenle hastalarımızın asla umutsuzluğa kapılmaması, çok başarılı tedavi seçeneklerinin olduğunu bilmeleri çok önemli."
Kronik ürtiker, çocuklarda eskiye göre daha çok görülüyorYeni ilaç çalışmalarının da devam ettiğini bildiren Bavbek, kurdeşenin kesin nedeninin bilinmediğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Bavbek, "Her 4-5 hastadan birinde akut ürtikerle karşılaşıyoruz. Bu çok sık görülen bir durum. Uzayan, aylara, yıllara yayılan kronik ürtikeri ise yüzde 1 oranında görüyoruz. Fakat son dönemde bunda bir miktar artış olduğunu, erişkinlerin yanında çocuklarda da eskiye göre daha fazla karşımıza çıktığını gözlemliyoruz." diye konuştu.