Nöbetçi Eczaneler
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında dikkat çeken bir emsal karara imza attı. Samsun’da görülen bir boşanma davasında, eşlerden birinin diğerine “Alo” demesinin boşanma sebebi sayılmasına karar verildi.
Bu karar, eşler arasındaki iletişim şeklinin boşanma davalarında kusur olarak değerlendirilebileceği bir çerçeveyi ortaya koydu.
Mahkeme Kararı ve İtiraz Süreci
Samsun’da görülen boşanma davasında ilk derece mahkeme, taraflar arasında farklı kusurlu davranışlar bulunmasının yanı sıra, bir eşin diğerine “Alo” demesini ayrıca kusur olarak değerlendirdi ve boşanmaya hükmetti.
Tarafların avukatları, alınan kararlara itiraz etti ve istinaf incelemesi için başvuruda bulundu. Ancak istinaf talepleri reddedildikten sonra taraflar, Yargıtay’a temyize gitti.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi sonucunda tarafların itirazlarını reddederek eşine “Alo” demenin kusurlu bir davranış olduğuna karar verdi.
Kararın açıklanmasının ardından avukatlar, “Alo” demenin boşanma sebebi sayılabilmesi için sürekli ve üçüncü şahısların duyup eşin küçük düşürülmesi gerektiğini belirtti.
Vatandaşların Yorumları
Yargıtay’ın “Alo” sözcüğünü boşanma sebebi sayması kararına vatandaşlardan da çeşitli yorumlar geldi. Kimi vatandaşlar, hitabın nasıl yapıldığının önemli olduğunu belirterek, saygı ve sevgi çerçevesinde iletişim kurmanın evlilikler için önemli olduğunu vurguladı.
Bazı vatandaşlar ise Yargıtay’ın bu kararını şaşkınlıkla karşılayarak, modern çağda boşanmanın bu kadar kolaylaştığını düşündüklerini ifade etti.
Yargıtay’ın “Alo” demenin boşanma sebebi sayılmasına dair verdiği karar, iletişim biçiminin boşanma davalarında göz önünde bulundurulabileceği yeni bir perspektifi ortaya koydu.
Bu kararla birlikte, evliliklerde saygılı iletişim ve karşılıklı anlayışın önemi bir kez daha vurgulanmış oldu. Eşler arasındaki iletişim, boşanma davalarında dikkate alınabilecek bir unsura dönüşmüş durumda.