Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir boşanma davasında kayınbaba ve kayınvalideye “anne” ve “baba” şeklinde hitap etmeyen kadının kusurlu olduğuna ilişkin yerel mahkeme kararını hukuka uygun buldu.
DAVANIN ARKA PLANI
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, dikkat çeken bir boşanma davasında önemli bir karara imza attı. Boşanma davasının nedeni, kadının kayınvalide ve kayınpedere “anne” ve “baba” olarak hitap etmemesi olarak belirlendi.
DAVAYI ERKEK AÇTI
Davayı açan erkek, eşinin “anne ve babasına” gereken saygıyı göstermediğini, onlara “anne” ve “baba” olarak hitap etmediğini, küçük olayları abartarak kendisine baskı yaptığını ve kıskançlıklar sergilediğini ileri sürdü. Bu durumun, evlilik birliğini temelden sarstığını belirterek boşanma davası açtı.
KADINDAN KARŞI DAVA VE TAZMİNAT TALEBİ
Kadın, erkeğin iddialarını reddetti. Eşinin kendisine ve çocuklarına yeterince vakit ayırmadığını, küfürlü mesajlar gönderdiğini ve kendisini istemediğini belirterek boşanmalarına karar verilmesini talep etti. Ayrıca, 50 bin lira maddi ve 50 bin lira manevi tazminat istedi.
KADIN KUSURLU BULUNDU
Bursa 8. Aile Mahkemesi, kadının kayınvalidesine ve kayınpederine “anne baba” olarak hitap etmemesini, soğuk davranmasını ve eşine karşı aşırı kıskançlık sergilemesini gerekçe göstererek kadını tam kusurlu buldu. Mahkeme, tarafların boşanmasına ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verdi.
İstinaf başvurusu üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kadının “anne baba” olarak hitap etmemesinin evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte bir kusur olmadığı yönündeki kararını gözden geçirdi. Daire, tarafların eşit kusurlu olduğuna ve kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verdi.
YARGITAY’IN NİHAİ KARARI
Temyiz edilen dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kayınvalidesi ve kayınpederine “anne baba” olarak hitap etmeyen kadını boşanmada ağır kusurlu bularak istinaf kararını bozdu. Tarafların boşanmasına ilişkin yerel mahkeme kararını onadı.
Yargıtay, tarafların evlilik birliğinin temelden sarsıldığına ve boşanmaya ilişkin kararın yasal olarak uygun olduğuna hükmetti. Ancak, tarafların kusur oranlarının belirlenmesinde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu belirtti. Ayrıca, erkeğin “davalı kadın ile yaşamak istemediğini” söylemesinin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ifade edildi.
Kararda, kadının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu vurgulandı ve ilk derece mahkemesinin kadının boşanma davasının reddine karar vermesinin yerinde olduğu belirtildi. Kadının yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin ise doğru bulunmadığı kaydedildi.