Filistin'e verdiği açık destek nedeniyle ABD'de gözaltına alınan ve sınır dışı edilmesi gündeme gelen Türk akademisyen Rümeysa Öztürk, son günlerde küresel çapta büyük tepkiler topladı. Massachusetts eyaletinde Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Öztürk, 25 Mart’ta arkadaşlarıyla iftara giderken, yüzleri maskeli 6 Göçmenlik ve ICE görevlisi tarafından gözaltına alındı. Olayın ardından 24 saat içinde Vermont’a, ardından Louisiana eyaletindeki gözaltı merkezine götürülen Öztürk’ün durumu uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
DONALD TRUMP'TAN İLK AÇIKLAMA
ABD Başkanı Donald Trump, Rümeysa Öztürk’ün gözaltına alınması hakkında ilk kez açıklamada bulundu. Trump, “Bu olaydan haberdar değildim” diyerek, durumu öğrenmesinin ardından konuya ilişkin Adalet Bakanlığı’ndan delil talep edebileceğini belirtti. Trump, "Bu benim için sorun teşkil etmezdi; buna bakacağım ama bu belirli olaydan haberdar değilim," dedi. Ayrıca, bu tür olaylarda kanıtların önemli olduğunu vurgulayarak, söz konusu vakada resmi bir inceleme yapılabileceğinin altını çizdi.
RÜMEYSA ÖZTÜRK'ÜN SINIR DIŞI EDİLMESİ DURUMU
Rümeysa Öztürk'ün tutuklanmasının ardından, ABD'de bir yargı süreci başlatıldı. Massachusetts Bölge Yargıcı Denise Casper, Öztürk’ün sınır dışı edilmesine dair verilen kararı durdurma emri verdi. Yargıcın 4 Nisan'da hazırladığı raporda, Öztürk’ün yargı sürecinin Vermont eyaletinde yapılması gerektiği belirtildi. Bu karar, öğrencinin 25 Mart gecesi tutuklandığı sırada hala Vermont'ta olması ve Louisiana'ya henüz gönderilmemesi gerekçesiyle alındı.
Öztürk’ün avukatlarının hızlı bir şekilde mahkemeye başvurmasının ardından, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Türk öğrencinin öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı edileceğini açıkladı. Bu açıklamalar, Öztürk’ün durumu hakkında uluslararası tepkilerin artmasına yol açtı.
FİLİSTİN'E DESTEK VEREN AKTİVİSTLERE YÖNELİK BASKILAR DEVAM EDİYOR
Rümeysa Öztürk’ün tutuklanması, ABD yönetiminin Filistin’e destek veren aktivistlere yönelik baskıcı tutumunun bir örneği olarak öne çıkıyor. Öztürk, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı açıkça duruş sergileyerek, Filistin halkına desteğini belirtmişti. Bu durum, ABD'deki birçok insan hakları savunucusunun tepkisini çekti. Ayrıca, dünya genelinde Filistin’e destek veren aktivistlerin sayısının artması, ABD yönetiminin bu tür kişilere yönelik uyguladığı sert tutumları daha görünür kıldı.
Rümeysa Öztürk’ün durumu, ABD'nin dış politikası ve iç güvenlik uygulamalarına dair önemli bir tartışma başlattı. Donald Trump’ın açıklamaları, olayın siyasi boyutlarını bir kez daha gündeme getirdi. Ancak, Öztürk’ün sınır dışı edilmesi ve hakkındaki kararların ne şekilde sonuçlanacağı henüz belirsizliğini koruyor.
