Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Oğlu 25 yıl sonra “şehit” sayıldı, mahalleliye yemek ikram etti

Ağrı’da vatani görevini yaparken silah kazası sonucu vefat eden oğlu 25 yıl sonra “şehit” sayılan kadın, mahalleliye yemek ikram etti

Ağrı'da vatani görevini yaparken

Ağrı’da vatani görevini yaparken silah kazası sonucu vefat eden oğlu 25 yıl sonra “şehit” sayılan kadın, yaşadığı gururu yemek ikram ederek mahalleliyle paylaştı.

Konya Büyükşehir Belediyesi Şehit ve Gazi Hizmetleri Şube Müdürlüğü ekipleri, Ağrı’nın Patnos ilçesinde 1999’da vefat ettikten sonra, Çumra ilçesinde defnedilen tankçı er Ferit Vurucu’nun şehit olarak görülmediğini tespit etti.

Vurucu’nun Dinek Mahallesi’nde yaşayan 83 yaşındaki annesi Leyla Vurucu ile irtibata geçen görevliler, gerekli bilgilerin alınmasının ardından resmi makamlarla irtibata geçti.

İlgili makamlarla yapılan resmi yazışmaların ardından, Ferit Vurucu, 25 yıl sonra “şehit” sayıldı.

Oğlu 25 yıl sonra "şehit" sayıldı, mahalleliye yemek ikram etti

ŞEHİT ANNESİ OLMASI TESELLİ OLDU

Yıllar sonra oğlunun şehit olduğu haberiyle müjdelenen anne Leyla Vurucu,  oğlunun nöbet tuttuğu sırada silah kazası nedeniyle vefat ettiğini bildiklerini söyledi.

Evladının acısının yüreğinden ve aklından hiç çıkmadığını vurgulayan Vurucu, yıllar sonra yapılan incelemede oğlunun şehit sayıldığını, kendisine maaş bağlandığını kaydetti.

Bazı işlemler için Konya’ya gittiğini anlatan Vurucu, “Yetkililer beni çağırdı, ‘Senin oğlun şehit, sen şehit annesi oldun’ dediler. Bu bana büyük bir teselli oldu.” dedi.

Oğlu 25 yıl sonra "şehit" sayıldı, mahalleliye yemek ikram etti

“OĞLUM ŞEHİT OLMUŞ, NE MUTLU BANA

Vurucu, artık mutlu ve bir şehit annesi olduğu için gururlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Oğlum şehit sayılınca bana yatırılan tazminat parasıyla mahalleliye yemek verdim. Herkesi çağırdım. Onun düğününü yapamamıştım, bu yemekle kendimi onun düğününü yapmış saydım. Oğlumun cenazesi, yine bir Kurban Bayramı’nın arefe günü kabre konulmuştu. Ben de bayram vesilesiyle yine herkesin köye toplanmasını bekleyip, yemek vermek için bugünü seçtim. Oğlum şehit olmuş, ne mutlu bana.”