Geçmişi M.Ö. 8. yüzyıla dayanan Aigai Antik Kenti'nde devam eden arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan ve temizlenen sarnıçlar, su tutma kapasitesini koruyarak kazı ekibine hizmet vermeye devam ediyor.
Batı Anadolu'da Aiol halkı tarafından kurulan 12 kentten biri olan ve Manisa'nın Yunusemre ilçesindeki Yuntdağı bölgesinde yer alan Aigai Antik Kenti'nde kazı çalışmaları, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin'in başkanlığında sürdürülüyor.
Antik kent, dönemine ışık tutan pek çok tarihi bulgunun yanı sıra, günümüzde dahi kullanılan sarnıçlarıyla dikkat çekiyor. Kazılarda bulunan yaklaşık 2 bin 500 yıllık su sarnıçları, temizlendikten sonra ilk günkü işlevini yerine getirerek kazı ekibinin su ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, kayalık bir tepeye kurulan Aigai'de ana kayaya oyulmuş 4-5 metre derinliğinde birçok sarnıç keşfettiklerini belirtti. Sezgin, geçmişte istilalar sırasında şehri terk eden halkın, bu sarnıçları kullanılamaz hale getirmek amacıyla toprak ve kayalarla doldurduğunu tespit ettiklerini söyledi.
Kazılarda kuru vaziyette bulunan sarnıçların içini temizleyerek moloz ve kayaları çıkardıklarını, bu süreçte bazı seramik kaplar, testiler, çatal, bıçak ve heykelcik gibi tarihi eserler de bulduklarını anlatan Sezgin, bir sonraki kazı sezonunda geri döndüklerinde bu sarnıçların yağışlar sayesinde dolduğunu gördüklerini ifade etti.
Sezgin, sarnıçların suyu yazın en sıcak günlerinde bile buharlaşmadan saklayabildiğine dikkat çekerek, "Bu sarnıçlar, derinliği 4-5 metreye ulaşan büyük haznelerdir. Şu an yazın en sıcak günlerini yaşıyoruz, örneğin 2006 yılında açığa çıkardığımız sarnıç ağzına kadar su dolu. Yağışsız dönemde bile bu sarnıçlar çok iyi su tutabiliyor. Volkanik yapıya sahip bu arazi, suyun buharlaşmadan kalmasına olanak tanıyor. Sarnıçların ağzı dar başlayıp aşağıya doğru genişliyor ve bu da buharlaşmayı engelliyor," dedi.
Sarnıçlar Kanallarla Birbirine Bağlı
Aigai'nin yüksek bir tepeye kurulmuş olması nedeniyle dışarıdan su getirmenin zor olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sezgin, "Bu sebeple Aigaililer, yağmur suyunu kanallarla sarnıçlara yönlendirmişler. Bu, kent için hayati bir çözüm olmuş. Kazı çalışmalarına başladığımızda sarnıç sayısını tahmin edemiyorduk, ancak şimdi kentte 300'ün üzerinde sarnıç olduğunu düşünüyoruz. Kazı yaptığımız neredeyse her mekanda bir sarnıç bulunuyor ve hepsi tertemiz su barındırıyor," şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Sezgin, işlevini yeniden kazanan sarnıçların içme suyu dışında, kazı ekibinin çeşitli ihtiyaçları için kullanıldığını belirtti. "Özellikle işçiler ve öğrenciler, ellerini ve yüzlerini yıkamak için bu suyu kullanıyor. Aynı zamanda kazılardan çıkan seramikleri temizlemek için de bu suyu kullanıyoruz. Mümkün olduğunca bu sarnıçlardan yararlanmaya çalışıyoruz," dedi.
Antik kentteki sarnıçların kanallarla birbirine bağlandığını belirten Sezgin, belli bir doluluk seviyesine ulaşan sarnıcın, fazla suyunu alt seviyedeki bir başka sarnıca aktardığını ve onu doldurduğunu da sözlerine ekledi.