LGS öncesi uzmanından uyarı: “Ne çok abartın ne de önemsizleştirin”
Hayallerindeki lise için Pazar günü ter dökecek ortaokul son sınıf öğrencilerine ve ailelerine seslenen Çocuk ve Ergen Psikiyatri uzmanı Uzman Doktor Selçuk Özkan, “Her şeyde olduğu gibi burada da orta yolu bulmak önemli. Ne çok baskı ne de sınavı önemsizleştirmemek gerekiyor.” dedi.
Ortaokul son sınıf öğrencileri hayallerindeki liseler için bu hafta sonu sınava girecek.
4 Haziran’da düzenlenecek Liselere Geçiş Sınavı öncesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri uzmanı Uzman Doktor Selçuk Özkan, Ekspres Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Öğrencilere ve velilere uyarılarda bulunan Dr. Özkan, ailelerin bu süreçte günlük yaşamı düzenlemesi gerektiğini aktardı.
Öğrencilerin sınav öncesinde çok emek gösterdiklerini belirten Dr. Özkan, sınav kaygısı yaşayan ve yaşamayan öğrencilerin başarılarının değişkenlik gösterdiğini kaydetti. Sınav öncesi kaygı yaşamayan öğrencinin sınavda kaygı yaşasa dahi başarıya çok etki etmediğini vurgulayan Dr. Özkan, “Ama çalışma süreci boyunca kaygısı olan bir çocuk için hem çalışma sürecinde hem de sınav esnasında panik diyebileceğimiz yani yoğun şiddetli bir kaygı yaşarsa sınav başarısını olumsuzluk olabilir.” ifadelerini kullandı.
“BU SÜREÇTE AİLELERİN ÜZERİNE DÜŞENLER ÖNEMLİ”Kaygıyı önlemek için ailelerin neler yapabileceğini de açıklık getiren Dr. Özkan, ilk başta en önemli olanın günlük yaşamın düzenlenmesinin olduğunu bildirdi.
Çocuğun yeterince uyumasının önemli olduğunu anlatan Dr. Özkan, şöyle devam etti: “Çünkü uyumamak demek vücut için stres demek. Stres de her zaman bütün kaygıları arttırabilir. Bazı çocuklar maalesef az uyuyarak sınava hazırlanıyorlar. Ortaokulda sınava girecek çocukların en az sekiz buçuk, dokuz saat uyuması gerekir. Beslenmenin düzenli olması lazım. Zaman zaman böyle hafif egzersiz, açık hava, hava etkinliği gibi şeylerin de stresi azaltıcı, vücut üzerine, beyin üzerine rahatlatıcı etkilerinden dolayı genel kaygıyı azaltıcı faydası var. Bunların yapılması lazım. Onun haricinde neler yapılabilir? Beklentili, mükemmeliyetçi yüksek olan çocuklar için bu konuda çocuklarla anneler, babalar fikir verebilir, akıl verebilirler. İşte gideceği okulda nasıl iyi şeylerin bekleyebileceğini, pozitif yönlerini göstererek motive etmeye çalışmak her zaman işe yarar. Belli bir konuda çocuğa illa şu mesleği edineceksin, illa şu okula gideceksin diyerek baskı yapmak ise çocuklar üzerinde ters tepebilir.”
“PASİF YÖNTEM DE TERS TEPEBİLİR”Ailelerin pasif kalmasının da farklı sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Dr. Özkan, şunları kaydetti: Bu yöntemde çocuk ders çalışmayabilir. Yeterince kendini vermeyebilir. Ama burada ifrat tefrit dediğimiz yani ne aşırıya kaçmak lazım ne de çok hafife inmesi lazım. İşte sınav önemli değil. Bizim için senin mutluluğun önemli. Biz senden herhangi bir meslek beklemiyoruz. Önemli olan mutlu ol. Bu bazen de böyle olduğunda da çocuklar şey gibi hissediyor. Annem babam umursamıyormuş gibi hissediyor. Aslında yine anne babalar yani çocukların mutluluğunu düşünmüş oluyor. O yüzden arada bir şey belirlemek lazım.
“ODAK NOKTASINI KAYDIRMAMAK GEREKİYOR”Sınavdan önceki gün bazı çocuklar belki çok düşük tempolu, çok hafif ders çalışabilir. Bazıları o gün ders çalışmadan geçirebilir. Önemli olan bence en önemli madde odak noktasının çok sapmaması lazım. Yani sınava hazırlanan bir çocuk hazırlandı, hazırlandı ama son gün mesela atıyorum eğlenmeye gitti. Tüm gün bir yerde eğlenerek geçti, sinemaya gitti. Oradan çıktı, pikniğe gitti falan. Burada çocuk rahatlamış olmuyor. Aslında odak nokta kaymış oluyor. Sınavı çok gündemden çıkaran şeyler de uygun değil. Son gün çok yoğun ders çalışmak da kaygıya yol açabilir ya da biraz bilişsel olarak yorabilir.”