ABD’de Tufts Üniversitesi tarafından yürütülen kapsamlı bir araştırma, kahve tüketim alışkanlıklarının yaşam süresi üzerindeki etkilerini mercek altına aldı. 9 ila 11 yıl boyunca 46 binden fazla yetişkinin takip edildiği bu çalışmaya göre, sade veya az şekerli kahve içenler, hiç kahve içmeyenlere kıyasla %14 oranında daha uzun yaşayabiliyor.
Uzmanlara göre kahvenin içindeki biyoaktif bileşenler, kalp-damar sağlığı başta olmak üzere birçok sistem üzerinde olumlu etkiler sağlıyor. Ancak bu yararlar, kahveye eklenen şeker, tam yağlı süt ve krema gibi katkılarla önemli ölçüde azalıyor.
Kahvenin faydası kafeinden mi geliyor?
Araştırmanın başyazarı Dr. Fang Fang Zhang, sade kahve tüketiminin sağlık açısından en uygun yöntem olduğunu belirtiyor. “Kahve, dünyada en çok tüketilen içeceklerden biri. Ancak sağlığa olan etkisini korumak istiyorsak, içine eklediğimiz şeker ve süt miktarını sınırlamalıyız,” diyor.
Araştırmada ayrıca kafeinsiz kahve tüketiminin aynı faydayı sağlamadığı gözlemlendi. Bu da kahvenin olumlu etkilerinin büyük ölçüde kafein içeriğine bağlı olabileceğini gösteriyor. Kafein, antioksidan etkisiyle hücre yaşlanmasını geciktirirken, metabolizmayı hızlandırıcı etkileriyle de biliniyor.
Günde kaç fincan kahve ideal?
Araştırmaya göre, günlük ideal kahve tüketimi 2 ila 3 fincan sade kahve olarak belirlendi. Bu miktar, hem yeterli biyoaktif madde alımı sağlıyor hem de aşırı kafein alımının önüne geçiyor. Şekerli ya da krema ile içilen kahvelerde ise bu denge bozuluyor ve kahvenin potansiyel faydaları ortadan kalkabiliyor.
Sağlıklı bir alışkanlığa dönüşebilir
Kahve içme alışkanlıkları, basit görünen ama sağlık üzerinde büyük etkiler yaratabilen seçimler arasında yer alıyor. Uzmanlar, özellikle sabah saatlerinde içilen sade bir kahvenin, enerji düzeyini artırmak ve bilişsel fonksiyonları desteklemek açısından etkili olabileceğini belirtiyor.
Bu nedenle kahveyi hem keyif hem sağlık aracı olarak kullanmak isteyenlerin, şeker ve krema kullanımını azaltarak sade kahve alışkanlığı geliştirmeleri öneriliyor.
