Hazırlayan Halil İbrahim İnak / İl Vaizi
Hac; Kur’an-ı Kerim’in ayetlerle, Hz. Peygamber’in hadis-i şeriflerle anlattığı gerçekleri simgelerle anlatan bir ibadettir. Dolayısıyla hac menasikinin yerine getiriliş biçimlerinin öğrenilmesi kadar hac simgelerinin ne anlama geldiğinin anlaşılması da büyük önem taşımaktadır. Hac; Tevhid akidesini hayata yansıtarak, kardeşliği, birlik ve beraberliği, ümmet olma bilincini Müslümanlara öğreten ve onları güçlendiren bir ibadettir.
Hac ve Hikmetleri
Hac; kulların kendi iradeleri ile kayıt olup eğitim sürecine katıldıkları bir mekteptir. Hac; sabır ve tahammülü öğretir. “İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.” (Hac, 22/27)Çağrı Allah’ın emriyle ilk önce Hz. İbrahim tarafından yapılmış daha sonra Hz. Peygamber tarafından yenilenerek ebedileştirilmiştir. Hacca gidebilecek güç ve imkanı bulabilen Müslümanlar bu çağrının muhatabıdır ve gecikmeden bu çağrıya kulak vererek davete icabet etmelidirler.
Telbiye; seferberlik emrine uyarak cephe için gerekli hazırlıklarını tamamlamış, üniformasını giymiş, silahını kuşanmış bir askerin, komutanının huzuruna çıkarak “Emret komutanım!” diye tekmil vermesine benzer. İhram zırhını giyen hacı “Buyur Allah’ım, buyur! Emrindeyim buyur!” derken, Kâbe’sine çağıran Rabbinin huzurunda olduğunu hisseder. “Davetini duydum, emrine uydum, huzuruna geldim, bütün benliğimle ve içtenliğimle emrindeyim!” der ve bunu birçok davranışıyla günlerce ispatlamaya çalışır. Bu sözler dünyanın dört bir tarafından gelen renkleri, dilleri, ülkeleri ve kültürleri farklı, fakat hedef ve gayeleri aynı Müslüman’ın hep birlikte seslendirdikleri ortak bir and, ortak bir parola olarak kutsal iklimde sürekli yankılanır.
İhram, aslında yapılmasına müsaade edilen bazı söz, fiil ve davranışların, hac ve umre yapacak kişiler için belli bir süre Allah ve Resûlü’nün getirdiği yasaklar çerçevesinde “haram kılınması” demektir. İhram sadece bir kıyafet değişikliği değildir. İhram yasakları Müslümanın iradesini güçlendirir. İzar ve ridanın beyaz oluşu barışı, teslimiyeti ve temizliği simgeler.
Mikat; huzura çıkmadan önce son kontrol noktasıdır. Dolayısıyla mîkât mahalline gelindiğinde büyük randevuyu, Allah ile buluşmayı ve O’na kavuşmayı simgeleyen hac başlar. Mîkât mahalline girildiğinde ve orada niyet edildiğinde artık çıkış emri verilmiş, milyonlarca hacı arasında yapılacak takva maratonu başlamıştır.
Mültezem; ısrar etme yeridir. Kapıyı ısrarla çalmaktır. Hacı, kılacağı tavaf namazı öncesinde veya sonrasında, Hz. İbrahim misali Allah’ın nazargâhı olan kendi gönül evini yeniden inşa ederken hangi iskeleleri kullanacağını, ayağının hangi sağlam temellere basması gerektiğini düşünmelidir.
Tavaf; Kâ’be sola alınarak yapılır. Böylece insanın kalbi ile Allah’ın evi karşı karşıya gelir. Kalbin Kâ’be tarafında olması tavafın kalpten, gönülden olması gerektiği anlamına gelir. Allah insanların kalbine bakar kalıbına değil….. Birinin etrafında dönmek ona bağlılığı gösterir. Yakarışlar bu nedenle içtendir.
Remel ve Iztıba; Müminlere karşı mütevazi ve merhametli, düşmanlarına karşı ise güçlü ve gösterişli olmayı öğretir.
Hacerü’l-esved’i selamlama; kulun Allah’a vermiş olduğu ahdi yenilemesi anlamına gelir. Ruhlar âleminde verdiği sözü bu kez Kâ’be’de, beytin sahibinin önünde yenilemektir.
Sa’y; Safa ve Merve tepeleri arasında bir arayış, ibadet anlamı taşıyan bir yürüyüştür.Anne sevgisi ve şefkatinin Hz. Hacer validemizde kendini gösteren şeklini yad etmek ve yeni İsmailler yetiştirme gayretinde olmaktır. Kendi İsmaillerimizi (yavrularımızı) ve Ümmetin İsmaillerini kurtarmak için çabalamalıyız. İlahi rahmetten istifade etmek için gayret göstermektir. Çünkü Hz. Hacer örneğinde görüldüğü gibi çabalamadan nimet elde edilemez.
Arafat; önce kendini bilme, kendini bulma, kendini tanıma çabasıdır.Nefsin tuzaklarından kurtulmaktır Arafat. Tek muradımız “Kendini bilen Rabbini bilir” hükmünce kendimizi tanıyıp Rabbimizi tanımaktır. Arafat, bir mahşerdir. Ölüm elbisesini giymiş sorguya hazır bir vaziyette Yüce Yaratıcı’ya yönelmek için toplanmaktır. Kendi mahşerini yaşamaktır. Kalabalıklar içinde yalnız kaldığını anlamaktır. Kaybettiklerimize ağlamaktır. Dünyanın seyirci kaldığı zulümlere sessiz kalmamaya söz vermektir Arafat.
Şeytan taşlamanın anlamı; Şeytan ve taraftarlarına karşı bilinç oluşturma, duruş ve tutum geliştirmedir.Aslında atılan her bir taş, kişinin kendi nefsine, şehvetine ve şeytani duygularına karşı fırlatılmıştır. Atılan taşın 7 olmasının anlamı ise mücadelenin sürekli olmasıdır.
Kurban; müminin sırf Allah istediği için malından vazgeçebileceğini ortaya koyduğu ve malını Allah yolunda kurban edebildiğini fiilen gösterdiği önemli bir ibadettir. Hacının kurban ettiği koyun, inek ya da deve değil; hevâ ve hevesi, arzu ve şehvetidir.