Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’den Kristine Y. Cho ve Prof. Clayton R. Critcher tarafından yürütülen yeni bir psikoloji araştırması, insanların kısa yolları neden tercih etmediğine dair ilginç sonuçlar ortaya koydu. “Geri dönme aversiyonu” (doubling-back aversion) adı verilen bu davranış kalıbı, insanların daha verimli yolları seçmek yerine başladıkları yolu devam ettirmeye meyilli olduğunu gösteriyor.

Araştırmanın çıkış noktası oldukça tanıdık bir durumdan geliyor: Diyelim ki evden arkadaşınıza yürüyorsunuz ve kısa bir süre sonra farklı bir yolun daha kısa olduğunu fark ediyorsunuz. Ancak çoğu insan bu kısa yolu seçmek yerine başladığı yoldan devam ediyor. İşte bu eğilim, araştırmanın merkezini oluşturuyor.

Hem fiziksel hem zihinsel görevlerde aynı eğilim

Dört farklı deneyle yapılan çalışmalarda 2.500'den fazla Amerikalı yetişkin yer aldı. İlk deneyde, üniversite öğrencileri sanal ortamda bir noktadan diğerine yürürken iki seçenekle karşılaştı: biri kısa ama geri dönüş gerektiren bir yol, diğeri uzun ama düz devam eden bir güzergâh. Katılımcıların sadece %31’i kısa yolu tercih etti.

İkinci deneyde ise fiziksel hareketin yerini zihinsel bir görev aldı. Katılımcılardan “G” harfiyle başlayan 40 kelime üretmeleri istendi. Daha sonra, “T” harfiyle devam etme fırsatı sunuldu. Bu harfle kelime üretmek daha kolay olmasına rağmen, görevi “sıfırdan başlamak” olarak algılayanların yalnızca %25’i değişikliğe gitti. “Devam etmek” olarak algılayanlar ise bu oranı %75’e çıkardı.

Zaman değil, psikolojik anlam belirleyici

Taste Atlas listesi tartışma yarattı: En kötü 10 Türk yemeği
Taste Atlas listesi tartışma yarattı: En kötü 10 Türk yemeği
İçeriği Görüntüle

Katılımcılar çoğunlukla kısa yolun daha hızlı olduğunu biliyordu. Ancak “geri dönmek” veya “başladığın işi çöpe atmak” gibi duygusal çağrışımlar kararlarını etkiledi. Bu da gösteriyor ki, zaman hesabından çok psikolojik faktörler kararlarımızı şekillendiriyor.

Araştırma sonuçlarına göre insanlar, geçmişte harcadıkları çabanın boşa gitmemesi için daha iyi seçeneklerden bile vazgeçebiliyor. Bu eğilim, kariyer değişiklikleri, ilişkiler veya uzun vadeli projelerde de benzer şekilde etkili olabiliyor.

Geleceğe odaklanmak direnci azaltabilir

Araştırmacılar, bu psikolojik direncin azaltılması için odak noktasının geçmiş kayıplardan gelecekteki kazanımlara kaydırılması gerektiğini belirtiyor. Bir görevi “tekrar başlamak” yerine “zaman kazandıran yeni fırsat” olarak tanımlamak, insanların daha sağlıklı kararlar vermesine yardımcı olabilir.

Prof. Cho, bu durumu şöyle özetliyor: “İnsanlar geçmişi değiştiremeyeceğini bilmeli. Kontrol edebilecekleri tek şey gelecektir. Daha iyi bir yol varsa, geçmişe takılmadan o yola geçmek gerekir.”

Kaynak: haber merkezi