Allah Resulü, aile fertlerine samimi ve içten davranan, değer verdiğini hissettiren, sevinçleriyle sevinen, üzüntüleriyle üzülen bir aile reisiydi. Onlarla ilişkilerinde sevgi, saygı ve nezakete dayalı sıcak ve ahenkli bir üslubu benimsemişti. Nitekim Allah Resulü, "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en iyi olanınızdır. Ben de aileme karşı en iyi olanınızım!.." buyurarak müminlere aile hayatında huzuru bulacakları yolu göstermekteydi.
Sevgi, saygı, şefkat ve merhametin hâkim olduğu bir aile ortamı isteyen Hz. Peygamber, eşleri ve çocuklarının makul isteklerini yerine getirmeyi ihmâl etmezdi. Onlara değer verdiğini hissettirirdi. Nitekim bir bayram günü Hz Aişe, Habeşliler tarafından oynanan kalkan ve mızrak oyununu izlemek istemiş, Allah Resulü de onu kırmamıştı. Onu arkasına almış ve samimi bir şekilde istediği kadar seyretmesini sağlamıştı. Bir yere gitmek istediğinde hanımından izin alması, ona verdiği değeri göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Kimi zaman Allah Resulü, eşinin görüşüne başvurmak ve meseleleri istişare etmek suretiyle hanımına verdiği önemi gösterirdi. Ilk vahyin korku ve heyecanını hanımı Hz. Hatice'nin desteği ile üzerinden atan Allah Resulü, Hudeybiye Antlaşması sonrası yaşadığı bir sıkıntıyı ise eşi Ümmü Seleme'nin fikrini alarak gidermişti.
Ailesiyle ilişkilerinde vefakârdı Allah Resulü. Ilk eşi Hz. Hatice'yi vefatından sonra da sık sık hayırla yâd ederdi. Bir koyun kestiğinde onu, merhum eşinin sevdiği insanlara hediye ederek ona olan vefasını gösterirdi.
Allah Resulü dini, insani ve sosyo-politik bazı nedenlerle birden fazla evlilik yapmıştı. Hanımları ile ilişkilerinde her zaman adâleti gözetmeye dikkat ederdi. Yolculuğa çıkacağı zamanlarda eşleri arasında kura çekerek yanına hangisini alacağını belirlerdi. Diğer vakitlerde ise her hanımına belirli gün ve gecelerini ayırarak onunla ilgilenirdi.
Allah Resulü hanımların birbirlerini kıskanmalarını anlayışla karşılamakta ve ortaya çıkan bazı olumsuz durumları da bir şekilde tatlıya bağlamaktaydı. Bir defasında kendi evindeyken Resulullah'a hanımlarından birinin yemek göndermesini kıskanan Hz. Aişe, tabağı getiren hizmetçinin eline vurmuş, tabak yere düşerek kırılmış ve yemek yerlere saçılmıştı. Hz. Peygamber her zamanki sakin ve olgun tavrıyla yere düşenleri toplamış ve "Anneniz kıskandı!" diyerek ortamı yumuşatmıştı. Hz. Aişe ise yaptığına pişman olmuş ve Resulullah'a, "Bu yaptığımın bedeli nedir? diye sormuş, Allah Resulü de "Tabağın misli bir tabak, yemeğin misli bir yemek." cevabını vermişti.
Sevgi dolu bir eş olan Allah Resulü bir baba olarak da son derece müşfik ve merhametliydi. Çocukları mutlu etmeyi severdi. Kızı Hz. Fatıma yanına geldiğinde onun için ayağa kalkar, elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu. Hz Peygamber de kızı Fâtıma'nın yanına girdiği zaman, Fâtıma hemen ayağa kalkar babasının elinden tutar, onu öper ve kendi yerine buyur ederdi.
Çocukların terbiyesine özen gösteren Resulullah onları incitmemeye dikkat eder, onlara şefkatle davranır, uyarılarını dahi yumuşaklıkla yapardı. Bir gün Hz. Peygamber, hanımı Ümmü Seleme'nin önceki eşi Ebu Seleme'den olan oğlu Ömer'in, yemek yerken elini tabağın her tarafında gezdirdiğini görünce, "Delikanlı, besmele çek, sağ elinle ye ve önünden ye!" buyurarak uyarmıştı. Allah Resulü aile efradına sorumlu oldukları ibadetleri zaman zaman hatırlatarak hem tebliğ görevini yerine getiriyor hem de onların ibadetlerini ifâ noktasında ihmalkâr davranmamalarını sağlıyordu.
Uzun yıllar Resulullah'ın hizmetinde bulunan ve onun yaşantısına yakından tanık olma imkânına sahip olan Enes b.Malik, "Ailesine karşı Resulullah'tan (sav) daha şefkatli olan bir kimse görmedim." demiştir. Ahlâkı düzgün olan ve aile fertlerine yumuşak davranan kişileri, "müminlerin iman bakımından en mükemmel olanı" olarak tanımlayan Allah Resulü, meselenin imani yönüne de dikkat çekmek istemiştir. Zira mümin, en yakın olan ailesine merhamet, şefkat ve anlayışla yaklaşır onların hak ve hukuklarına riayet ederse imanının gerektirdiği güzel ahlâkla bezenmiş olacaktır. Bunun neticesinde de toplumda sağlıklı ilişkiler gelişecek, huzurlu ailelerden temiz nesiller yetişecektir.
Haftanın Ayeti: Ailene namaz kılmalarını söyle. Kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz, biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç takva iledir. (Tâ-hâ, 20/132)
Haftanın Hadisi: Ey insanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emâneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!” (Müslim, Hac, 147)
Haftanın Duası: Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap.





