Yüzyıllardır dilden dile dolaşan Kutsal Kase efsanesi, yeni bir keşifle tekrar dünya gündeminde. Orta Çağ’dan bu yana kayıp olduğu söylenen ve İsa’ya ait kutsal kupa olarak kabul edilen Kase, tarih boyunca birçok teoriye ve araştırmaya ilham oldu. Bu kez gözler, Tapınak Şövalyeleri'nin izlerini taşıyan Chwarszczany’e çevrildi.
TAPINAK ŞÖVALYELERİ’NİN GİZLİ KRİPTASI BULUNDU
Chwarszczany’deki Saint Stanislaus Şapeli’nin altında yapılan jeoradar (GPR) taramaları, yerdeki boşlukların ve tünellerin yanı sıra gotik kriptaların varlığını ortaya koydu. Bu keşif, Tapınak Şövalyeleri’nin burada gizli faaliyetler yürüttüğü iddialarını güçlendirdi. Kazı ekibinin başındaki araştırmacı Przemysław Kolosowski, tespit edilen yapılanmanın Tapınak Şövalyeleri'nin gömüldüğü alanlara işaret ettiğini belirtiyor.
Kolosowski bölgede eski bir kuyu bulunduğunu ve bu kuyunun rivayetlere göre gizli tünellere açıldığını ifade ederek “Bu araştırma sadece başlangıç. Yeraltında daha keşfedilmemiş bölümler olduğundan eminiz” diyor.

HAZİNENİN SAKLANDIĞI GÖL EFSANESİ
Tarihçilerden Marek Karolczak, Şövalyelerin Haçlı Seferleri sırasında İsa’nın kutsal kupası olarak kabul edilen Kase’yi ele geçirdikleri iddialarını hatırlatıyor. Karolczak’a göre Şövalyeler, gecenin karanlığında altın dolu bir sandıkla birlikte Kutsal Kase’yi de kurumuş bir göle gömdü. Hazinenin akıbetine dair net bir kanıt bulunmamakla birlikte, bazı rivayetler gömülen eşyaların ya çalındığını ya da zamanla bataklıkta kaybolduğunu söylüyor.
2004’ten bu yana yapılan radar çalışmalarının, bu anlatıları destekleyen yapılar ve gömü alanları tespit etmiş olması, bölgede heyecanı artırmış durumda.
100 KİŞİLİK KÖY DÜNYA GÜNDEMİNDE
Sadece yaklaşık 100 kişilik nüfusa sahip Chwarszczany Köyü, sessiz görünümünün altında büyük bir tarih barındırıyor. Köyün çevresindeki Myślibórz kasabasında da benzer geçitler ve tüneller bulunması, bölgede bir şövalye ağı olabileceği iddialarını güçlendiriyor.
Tapınak Şövalyeleri’nin 1119’da papalık desteğiyle güçlendikten sonra 1307’de Fransa Kralı IV. Philippe’in baskısıyla çöküşe geçtiği biliniyor. 1312’de tamamen dağıtılan bu tarikatın ardında bıraktığı sırlar ise hâlâ çözülmüş değil.




