Türkiye’nin zengin gastronomi mirası Avrupa’dan bir kez daha tescil aldı. Afyon sucuğu, Avrupa Birliği’nden (AB) coğrafi işaret tescili alan 35. Türk ürünü olarak kayıtlara geçti. Bu önemli gelişme, hem yerel üreticilere moral verdi hem de Türk mutfağının uluslararası alandaki değerini bir kez daha gösterdi.
“Afyonkarahisar’dan AB’ye Lezzetli Bir İmza Daha”
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Afyonkarahisar’dan AB’ye lezzetli bir imza daha. Afyon pastırmasından sonra şimdi de Afyon sucuğu, AB’den coğrafi işaret tescili alan ürünümüz oldu. Üreticimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, bu gururu hep birlikte paylaşıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Afyonkarahisar, böylece AB coğrafi işaretli ürünler listesinde ikinci kez temsil edilme başarısını gösterdi. Daha önce Afyon pastırması da tescillenmişti.
Bakan Kacır: Yerel Değerleri Küresel Güce Dönüştüreceğiz
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da tescille ilgili sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Kacır, Afyon sucuğunun AB’den tescil alan 35’inci ürün olarak kayıtlara geçtiğini hatırlatarak, “Bu hafta ikinci kez Afyonkarahisar ile ilgili güzel bir haberi paylaşıyoruz. Ülkemizin yerel değerlerini ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabetçi ve güçlü bir konuma taşımaya devam edeceğiz.” dedi.
AB’den Tescilli Türk Lezzetleri
Afyon sucuğunun da eklenmesiyle Türkiye’nin AB coğrafi işaretli ürün sayısı 35’e ulaştı. Listede Gaziantep baklavası, Aydın inciri, Malatya kayısısı, Edremit zeytinyağı, Ezine peyniri, Safranbolu safranı ve Erzincan tulum peyniri gibi pek çok yöresel lezzet yer alıyor.
İşte tescil listesinde öne çıkan bazı ürünler:
Gaziantep baklavası
Aydın inciri ve kestanesi
Malatya kayısısı
Milas zeytinyağı
Taşköprü sarımsağı
Safranbolu safranı
Erzincan tulum peyniri
Afyon pastırması
Afyon sucuğu
Yöresel Ürünlerde Küresel Marka Olma Hedefi
Türkiye, yerel üretimi desteklemek ve katma değeri artırmak amacıyla coğrafi işaretli ürünlerin sayısını artırmayı sürdürüyor. AB’den alınan tesciller sayesinde bu ürünlerin ihracat potansiyeli yükselirken, yerel üreticiler de uluslararası pazarlarda daha güçlü bir şekilde yer alabiliyor.




