Köşe Yazıları

VİŞNEMİZ AFYONKARAHİSAR’DA, ANKARA TİFTİK KEÇİSİ KÜTAHYA’DA YETİŞECEKSE BUNDAN HER KÜTAHYALI OLARAK GURUR DUYMALIYIZ

Abone Ol

Bir hemşerimizin: “Rabbena hep bana” demesi kadar, bir diğer hemşerimiz Ümmet Efendi’nin yağmur yağarken “Allah’ım Ümmet tarlasına Ümmet tarlasına” diyerek rahmeti kendi tarlalarına, bahçelerine yağmasını istemesi de yanlıştır. Bencilliktir. Kendine yontmadır.

Afyonkarahisarlı çiftçi Kütahya vişnesi yetiştirmeye karar vermiş. Neden? Çünkü Kütahya vişnesi sadece ülkemizde değil artık ülkemiz dışındaki birçok ülkelerde de ilgi görür duruma gelmiştir. Şahsen ben bile İzmir’de “Kütahya vişnesi” diye bağıran satıcıları gördükçe gururlanıyorum. Nasıl patatesin en şehit kanlarıyla sulanmış Afyonkarahisar topraklarında yetişiyorsa vişnenin en kalitelisi de yine şehit kanlarıyla yoğrulmuş Kütahya topraklarında yetişmektedir. B akın son yıllarda Kütahya’nın Yoncalı kaplıcalarına komşu Sekiören’de de aroması güzel, reçellik, çilek üretimi yapılıyor. Yakında onlar da bir başka yurt köşesinde boy atabilirler. Görmemezlikten gelemez. Biz Kütahyalılar olarak her meyvemizin, sebzemizin yurdumuzun bir başka yöresinde yetişmesinden mutluluk ve gurur duyarız. Ülke hepimizin ülkesi. Bütün değerlerimiz ortak. Sultandağı, Afyonkarahisar’ın şirin bir ilçesi. 25 üreticiye 3 bin 560 adet Kütahya Vişnesi fidanı dağıtılmış. Bunu Sultandağı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkililerinden öğreniyoruz. Bunun için yüzde 75 hibe desteği verilmiş. Ben ağaçların pirinin Veysel Karani Hazretleri olduğunu duymuştum. Bunu da nereden hatırlıyorum? Bir gün 1962-1972 yılları arasında Tavşanlı İlçesi’ne bağlı Derecik köyünde müdür yetkili öğretmenken bir kavak fidanı dikimi sırasında bir dostumdan öğrenmiştim. Kendisi yıllar önce vefat etti. Kavak fidanını toprakla buluştururken okulumuzun yanına kadar gelmiş, bizlere seslenmiş: “Her fidan dikişinde Ayet’el Kürsü okuyor musunuz?” demişti. Birbirimizin yüzüne bakmıştık. Sonra sorusunu kendisi yanıtlamıştı. “Bakın evlatlar, ağaçların piri Veysel Karani Hazretleri’dir. Onun ruhuna okunan her dua diktiğiniz fidan için teminat olacaktır. Fidanınız tutacak ve ağaç olacaktır” demişti. Biz de öyle yapmıştık. Ve de fidanlar birkaç yıl içinde gerçekten boy atıp büyüyüp gelişmişlerdi. İnşallah sevgili Sultandağlı hemşerilerim de fidanları dikerken okumuşlardır. En azından içlerinden birisi bir Ayet’el Kürsü okumuştur. Nasıl temel atılırken kurban kesiliyorsa fidan dikilirken de dua esastır. Ben yazımı kaleme aldığımda sanırım bu dikim işlemi bitmiştir ve can suyu da verilmiştir. Afyonkarahisar’ın iklim koşullarıyla Kütahya’nın iklim koşulları hemen hemen aynı. Zaten Kütahya Afyon’un, Afyon Kütahya’nın arka bahçesi değil mi? Sultandağı Kaymakamı Sayın Murat Demirbilek, İlçe Tarım ve Orman Müdürü çok da yerinde bir karar almışlar. Kutlarım. Bu arada, Kütahya’da sevindirici bir durum söz konusu. Kütahya yıllar içinde kıl keçilerinin büyük oranda yetiştirildiği bir il olarak bilinir. Çünkü bitki örtüsü zengindir. Ormanlık alanları yüzde 60’lar düzeyindedir. Cennet ormanlara sahiptir. Bugün artık Kıl keçisi popülasyonu Kütahya’da yok denilecek kadar az. Neden? Çünkü yıllar içinde Kıl keçisi orman düşmanı ilan edildi. Kıl keçilerine yaşam hakkı tanınmadı. Bir anlamda kıl keçisi gözden çıkarıldı. Efendim kıl keçisi orman zararlısıymış. Haydi oradan! Orman zararlısı insanoğludur. Kıl keçileri çamların pürçüklerini yiyormuş ta falan filan. Hiçbir şey bulamadı da çamın pürçüğüne mi sıra geldi? Bu yüzden Yörükler geçim kaynaklarını kaybettiler. Güzelim keçi peynirinden bizleri gereksiz mülahazalarla yoksun kıldılar. Bilmezler ki hala Tavşanlı’nın damak tadı, ünlü güveçleri keçi, erkeç etinden üretiliyor. Bir başka yerde de aynı güvecin lezzetini bulmak mümkün değil. Gelelim Kütahya’daki yeni projeye; firma yetkilisi İş insanımız Mesut Yıldırım Ankara’da Güdül, Ayaş, Beypazarı gibi ilçelerine Kütahya’yı da katmayı düşünmüş. Çok da iyi etmiş. Kendisine Kütahyalılar adına teşekkür ediyorum. Sayın Yıldırım haklıdır; Kütahya ile Ankara iklim koşulları birbirine benzeyen iki ildir. Kütahya 30 Ağustos Organize Sanayi Bölgesi’nde Elyaf üretimi alanında üretim faaliyetlerini sürdüren FERLA Dış Ticaret Ve Pazarlama LTD. ŞTİ elyaf üretimi konusunda dünyada kurulu 3 şirketten birisidir. Firmanın hayata geçireceği hayvancılık projesiyle dünyanın sayılı Elyaf Üreticileri arasına katılması da söz konusudur. Zaten firma Türkiye’de halen mevcut elyafın tamamını işliyor. Bu konuda ilgili bakanlığın da yardımını görüyor. Yıldırım’a göre dünyada halen Afrika Kıtasında bazı ülkeler, Amerika Kıtasında Arjantin ve Teksas bu konuda yani bu alanda iddialı. Firma sahibi Yıldırım mera konusunda sıkıntılarını giderme yolunda adım attıklarını belirtiyor. Bütün ümitleri ilgili bakanlığın arkalarında olması. Ama zamana ihtiyaç var. Hedef Kütahya’da bir milyonluk bir Ankara Tiftik Keçisi popülasyonu yaratmak. Bunun için Kütahya mükemmel bir il. Firma yetkilisinin verdiği bir önemli bilgi de şu; elde edilecek elyaf Kütahya’da üretilecek. Bu da yeni bir iş kapısı, ekmek kapısı, istihdam anlamına geliyor. Bu sayede hem nüfus artışı sağlanmış olacak hem de göç önlenecek. Dünyada tiftik keçisi tekstil sektöründe önemli bir değer. Dünyada da son yıllarda Türk elyafı aranır olmuş. Nitelik ve kalite Türkiye’deki Ankara Tiftiğindeymiş. Süper kalitede Kütahya bir fırsat olabilecekmiş. Kütahya’ya hayırlı olsun.