Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ortaya çıkan ishal, kusma ve yoğun halsizlik vakaları hızla yayılmaya başladı. Meclis Hastanesi’ne başvuran 100’ü aşkın milletvekili ve personelin ardından benzer belirtilerin Türkiye’nin farklı şehirlerinde de görülmesi endişe yarattı.
Salgının Ankara’daki kaynağı henüz kesin olarak belirlenemese de, uzmanlar sıcak hava koşulları, hijyen eksikliği ve şebeke suyu gibi etkenlerin bulaş riskini artırdığına dikkat çekiyor.
“Net Laboratuvar Sonuçları Henüz Açıklanmadı”
Aile Hekimleri Federasyonu Genel Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir de salgından etkilenen isimler arasında yer aldı. Dr. Nehir yaptığı açıklamada, “O gün sağlık komisyonundaydım, ben de etkilendim. Ankara geneli salgını net şekilde açıklayacak laboratuvar sonucu maalesef henüz yok. Ancak sadece Ankara değil, tüm Türkiye’de benzer vakalar duyuyoruz.” dedi.
Nehir, özellikle şebeke suyu analizlerinin şeffaf biçimde paylaşılmasının önemine vurgu yaparak, “Vatandaşlarımız suyun temizliği konusunda bilgilendirilmeli. Sıcak hava şartları riskleri daha da artırıyor. Bu yüzden tetkiklerin bir an önce yapılıp kamuoyuna açıklanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Şebeke Suyunu Kaynatarak Tüketin”
Salgının nedeninin kesinleşmemesi nedeniyle hijyen tedbirlerine azami özen gösterilmesi gerektiği hatırlatıldı. Dr. Nehir, vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:
“Yaz aylarında parklar, havuzlar, toplu yemek verilen yerler ve açıkta satılan yiyecekler bulaş riskini yükseltiyor. Ellerinizi sık sık sabunla yıkayın. Şebeke suyunu doğrudan içmeyin, mutlaka kaynatın. Sebze ve meyveleri bol suyla yıkayarak tüketin. Açıkta satılan gıdalardan uzak durun.”
Salgının kişiden kişiye hızla yayılabileceğini belirten uzmanlar, belirtiler ortaya çıktığında sağlık kuruluşlarına başvurulması ve toplu ortamlardan kaçınılması gerektiğini de hatırlatıyor.
Yetkililer, şebeke suyunun analiz sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması ve olası bir salgın kaynağının hızlıca belirlenmesi için çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Salgının kontrol altına alınabilmesi için hem bireysel hijyen hem de yerel yönetimlerin önleyici tedbirlerinin kritik olduğu ifade ediliyor.