Köşe Yazıları

KINA

Abone Ol

Eskiden savaşlarda kullanılan topların iç yüzeyi kaval gibi dümdüzmüş.

Toplara “ altı kaval top” denilmiş.

Sonradan teknoloji gelişmiş.

Namluların içine boğumlar,  yivler konulunca,

Altı boğumlu yive “ şeşhane” altı kısımlı denilmiş…

Esnafın birisi,

Yarısı eski tip kaval yivsiz,

Üst kısmı şeşhane yivli olan bir tüfek yapınca,

“Altı kaval üstü şeşhane tüfek” denilmiş.

Halk dilinde söylene söylene,

“Altı kaval üstü şişhane”  halini almış.

    *       *        *

Bizim kasabaya yaz geldi.

Düğün dernek başladı.

Simitçi, kahveci, gazozcu esnafa sorarsanız,

Bu şehirde,

Bir Allah kulu  para kazanmıyor…

Sosyal medyaya bakıyorsunuz,

Beş gün tatil için gittiği,

Bodrumda, Alanya’da deve yükü ile para harcayıp,

Sahilde döşünü seriyor…

Üç kuruşa aldığı zeytini, peyniri,

Demiri, çimentoyu, yedek parçayı,

Otu çöpü,

Elli beş kuruşa size satıp,

Stokçuluktan sebepsiz zenginleşiyor.

Yüzünüze baka baka yalan söylüyor.

“ Şart olsun kazanamıyoruz” diyor…

   *      *     *

Bankadaki yönetici arkadaşım,

“Abi  sana bana din iman, toz duman akıl veren esnaflar,

Tüm kılları ağarmış tanıdığım emekliler,

Sabahın köründe bankanın açılmasını bekleyip,

Faize para yatırıyor”

Diyor.

Tuhaftır…

  *       *     *

Harfine dokunmuyorum.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi Sayfa 502 de,

Kütahya’dan söz eder…

“Kütahya’da 34 mahalle vardır.”

“Mahalleler hepsi bağ bahçeli, suları bol konaklardır.

3 Ermeni, 3 urum feceresi mahallesi vardır.

Yahudi yoktur.

Yerleşseler ölürler.

Tuhaftır.”

   *       *       *

Anladık.

Şehzade sancağında büyümüşsünüz.

Peşin satan gibi geziyorsunuz.

Zeybeksiniz.

Efesiniz.

Ancak,

Ne hikmetse,

Ergen çocuklar gibi mızmızlanıp,

Sürekli şikayet ediyorsunuz.

Eşekler gibi gece gündüz çalışıp,

Para kazanmaya emek verdiğiniz kadar,

Eşinize, ailenize,

Bu şehrin insanlarına,

Ve dahi,

İçinde yaşadığınız topluma kafa yorsaydınız.

Evlatlarınızı,

“Dindar ama ahlaksız” yetiştirmek yerine,

Önce, adam olmayı,

“ Edebi, illa Edebi” öğretseydiniz…

Sürekli para kazanmak yerine başınızı kumdan kaldırıp,

“Kartı verelim nerede oynarsa oynasın”

Dediğiniz,

Evlatlarınız, torunlarınız,

Altı kaval, üstü şişhane gibi giyinmez,

Size dini bütün rolü oynayıp,

Ecnebi memleketlerinde,

İçkili köpük partilerinde,

Yediği, içtiği, saçtığı,

Herzeleri paylaşmazdı...

Fazla söze gerek yok.

Eseriniz ortada.

Kına yakın…