Köşe Yazıları

SAYIN VALİ ÇELİK’İN TEŞHİSİ DOĞRUDUR; ÖNÜMÜZDEKİ 30 YILIN EN BÜYÜK SORUNU KESİNLİKLE SADECE SUDUR

Abone Ol

Sayın Valimiz Ali Çelik, DSİ Genel Müdürlüğü ile SED (Su Elçileri Derneği) işbirliğinde çocukları çevre ve su konularında bilinçlendirmek amacıyla gerçekleştirilen eğitim tırında çocuklarımızla bir araya gelmiş. Öğrencilerle sohbet etmiş. Onlardan aile bireylerini su konusunda uyarmalarını istemiş. “Sizler, büyüklerimizden daha duyarlı, su konusunda daha hassas olmalısınız ki ben bunu sizlerde görüyorum” demiş. Çocukları daha deneyimli daha bilinçli görmekten mutlu olacağını belirtmiş.

Kütahya’nın başarılı, çalışkan, sevilen, saygı gören en büyük yönetim görevlisi basın mensuplarına da açıklamalarda bulunmuş. 2000 yılında, kişi başına düşen 652 metre küp yıllık su miktarının artan nüfusla birlikte 2030 yılında kişi başına 1100 metre küpe düşmesinin öngörüldüğünü belirtmiş. Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olmasının, milli sınırlarımız içinde onca akarsuyumuzun bulunmasının, zaman zaman abartılı şekilde yağan yağmurların kesinlikle bizler için bir teminat olmadığı ortadadır. Bugün ülkemizde değişen iklim koşulları muvacehesinde birçok akarsuyumuzun yatağında küçüldüğünü görüyoruz. Yatağından taşan akarsularımız artık yok gibi. Olsa da istisnalar kaideyi bozmuyor. Sayın valinin Türkiye’yi de su stresi yaşan ülkeler arasında göstermesi dikkat çekicidir. Çünkü suya erişim Türkiye’de de artık sorun olmaya başlamıştır. Daha düne kadar bazı bölgelerde obrukların oluşması da bunun en belirgin örneklerindendir. Sayın Vali Çelik, su yönetiminin önemine de değinmiş. Bilinçli bir toplum, millet olarak buna müdahale etmemiz gerektiğini söylüyor. Suyun israf edilmemesinin herkese en iyi şekilde anlatılmasının zamanının geldiğini belirtiyor. “İsraf haramdır” Hadis-i Şerifi çerçevesinde herkesin kendine çeki-düzen vermesini öğütlüyor. Sayın valiye göre; suya erişim ve sürdürülebilirliğin sağlanması için bugünden bilinçlenerek hazırlanılması gerekiyor. Yine sayın valiye göre, suyun en büyük tüketim alanı %75 oranında tarımsal üretimde. Geri kalan % 25’lik tüketim alanı ise sanayide, içme ve kullanma suyu olarak değerlendiriliyor. Önemli olan, tarımsal amaçlı kullanım, tüketim amaçlı kullanım, içme suyu amaçlı kullanım konusunda suyun değerini iyi bilmek. Çiftçimiz, köylü yurttaşlarımız, herkes suyun israfında kesinlikle daha dikkatli olmalıdır.

Dünyayı bilmem, ama Kütahya’da 30 yıl içinde sayın valinin gösterdiği hassasiyetin ne kadarının gösterileceğini bilmiyorum. Hani yerleşmiş bir kanı var: “Kütahya, Kütahyalı susuz kalmaz. Altı da üstü de su. Yeri geldiğinde Karadeniz Bölgesi’nde bir il gibi görünüyor. Örneğin Tavşanlı’da her cumartesi yağmur yağar. Tavşanlı’da sebze ve meyve pazarının hangi gün kurulduğunu soran birine bir Tavşanlılı cumartesiyi kastederek, “Şorşor” demiş ya. Yani yağmuru çağrıştırdığı için böyle söylemiş. Bakmayın siz “Kütahya’nın Pınarları” türküsüne. O eski pınarlar, çeşmeler, sebiller artık yok. İnşallah elimizdekini de kaybetmeyiz.

Biraz da tebessüm edelim: “Tavşanlı öğretmenine alın, öğretmenevi yapın” denilerek tahsis edilen Tavşanlı Kanal Caddesi’ndeki 15 Temmuz olayları öncesinde dershane olarak kullanılan, sonra devlete intikal eden binanın altından da su çıkmış. Su nedeniyle şimdilik binanın tadilatı da gerçekleştirilemiyormuş. İfade edildiğine göre suyun kaynağı zenginmiş. İnsanın aklına gelmiyor değil hani, gelin bu dershane binasının olduğu yere kocaman bir çeşme yapalım ve hatta su kaliteliyse şişeleyip pazarlayalım diyorum.

Kütahya hala birçok baraj ve gölete sahip bir il. Bunların sayısının daha da artması bekleniyor. Tavşanlı şehir merkezi hala Kayaboğazı Baraj Gölü’nün beslendiği kaynaklardan Arıtma İstasyonuna, oradan da ana içme suyu deposuna aktarılan suyla yetiniyor. Bu baraj olduğu sürece bir sıkıntı yok. Ama nereye kadar? Ayrıca Tavşanlı’da 19 mahalleyi içine alan belediye sınırları içinde ve mücavir alandaki yer altı suları da bir açıdan emniyet supabı olarak değerlendiriliyor. Bu sevindirici. En azından su varlığımız küçümsenmeyecek boyutta. Sayın valimizin ifade ettiği gibi gelecek 30 yıl içinde bizleri ne tür sürprizler bekliyor bilinmez ama görünen o dur ki su gelecekte belki savaşlara bile neden olabilecek gibi görünüyor.