Trabzon'da yaşayan Nilay Musacalı, ailesiyle birlikte hayvanları sahiplenerek, özellikle mağdur ve bakıma muhtaç hayvanlara yuva oluyor.
48 yaşındaki Musacalı, çocukluk döneminden itibaren evinde her zaman bir hayvana sahip olmuş ve bu sevgisini ailesine de aşılamış. Eşinin tayini nedeniyle Trabzon'a yerleştikten sonra, sahipsiz ve mağdur hayvanları sahiplenmeye devam eden Musacalı, evinde kaplumbağa, papağan ve iki kediye bakıyor.
HAYVANLARIN HER BİRİNİN FARKLI BİR HİKAYESİ VAR
Musacalı, hayvanların her birinin kendine ait farklı hikayeleri olduğunu ve onların yaşamlarını daha sağlıklı hale getirmek için büyük bir özveriyle çalıştığını belirtiyor. Örneğin, "Bihter" adını verdiği kedisi FIP hastalığı nedeniyle zor bir süreçten geçmiş.
Diğer kedisi Veysel ise gözleri görmeyen ve dişleri olmayan bir kaza mağduru. Kaplumbağa ve papağanları ise başka yerlerden sahiplendiği ve her birinin kendi bakım ritüellerine sahip olduğu hayvanlar.
Musacalı, hayvanları satın almak yerine sahiplendiğini ve sahipsiz hayvanların daha kıymetli olduğunu vurguluyor. "Sahiplen" kelimesinin, satın almak yerine hayvanlara ihtiyaç duyduklarında onlara yuva açmanın daha anlamlı olduğunu belirtiyor.
Musacalı, evdeki üç farklı türden hayvanın birbirleriyle uyum içinde yaşadığını, ancak iki kedisinin kıskanarak birbirleriyle sıkça kavga ettiğini belirtiyor. Kediler dışında, kaplumbağa ve papağan arasında da oldukça huzurlu bir ilişki bulunuyor. Musacalı, bu hayvanları ailesinin "büyümeyen çocukları" olarak tanımlıyor.
Hayvanları sahiplenmeye devam edeceğini ve onlara sahip çıkmaya kararlı olduğunu dile getiren Musacalı, her zaman hayvanlara yuva olmanın kendisi için en büyük mutluluk olduğunu ifade ediyor.