MS hastalığı teşhis öncesinde bağışıklık sisteminde iz bırakıyor
Bilim dünyası, otoimmün hastalıklar arasında yer alan multipl sklerozun (MS) teşhisini daha erken koyabilmek adına önemli bir adıma imza attı. Yapılan son araştırmalar, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan çok önce bağışıklık sisteminde meydana gelen genetik farklılıkların, MS’in başlangıcını haber verebileceğini ortaya koydu. Araştırmanın bulguları, 27 Eylül’de Science Immunology dergisinde yayımlandı.
Multipl skleroz, beyin ve omuriliği etkileyen kronik bir hastalık. Bu hastalıkta bağışıklık sistemi, sinir hücrelerinin çevresini saran ve iletişimi sağlayan miyelin kılıfına saldırarak iltihaplanmaya yol açıyor. Sonuç olarak bireylerde ağrı, yorgunluk, uyuşukluk, güçsüzlük, görme problemleri ve hareket kısıtlılıkları gibi çeşitli semptomlar gelişiyor.
MS hastalarında yüksek düzeyde bulunan sitotoksik T hücreleri, normalde mikroplarla enfekte olmuş hücreleri veya kanser hücrelerini yok etmekle görevli. Ancak MS hastalığında bu hücrelerin miyelin hasarının yoğun olduğu bölgelerde biriktiği gözlemleniyor. Bu durum, T hücrelerinin hastalığın oluşumundaki rolünü gündeme getiriyor. Fakat bu hücrelerin MS'in hangi aşamasında etkili olduğu ya da hastalığı nasıl tetiklediği uzun süredir bilinmiyordu.
Yapılan son çalışmada, 12 çift özdeş ikiz mercek altına alındı. Her çiftten yalnızca bir bireyde MS hastalığı görülürken, diğer birey sağlıklıydı. Araştırmacılar bu sayede, genetik yapıları tamamen aynı olan ancak farklı bağışıklık yanıtları sergileyen bireyler arasında karşılaştırma yapabildi.
Araştırmanın yürütücüsü, Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde nöroimmünolog olan Dr. Lisa Ann Gerdes, bu çalışmanın önemini şöyle açıkladı: “Günümüzde MS için etkili tedaviler mevcut. Ancak hastalar genellikle semptomlar ortaya çıktıktan sonra teşhis ediliyor ve bu da erken müdahale şansını azaltıyor.”
Gerdes, özellikle bu ikiz çalışmasının, MS’in çok erken –hatta hiçbir semptomun görülmediği– prodromal evresine ışık tuttuğunu belirtti. “Gerçek dünyada, semptom göstermeyen bireylerin bağışıklık sistemini önceden incelemek mümkün olmuyor. Ancak bu çalışma sayesinde bağışıklık sisteminde hastalık başlamadan önce ne gibi değişiklikler olduğunu tespit etme şansı elde ettik,” dedi.
Araştırma sonucuna göre, MS hastalığı gelişmemiş olan ikizlerde bile bazı T hücre tiplerinde MS ile ilişkilendirilebilecek genetik farklılıklar saptandı. Bu durum, bağışıklık sisteminin çok erken evrede hastalığın sinyallerini verdiğine işaret ediyor. Bulgular, MS’in gelişmesinde çevresel faktörlerin yanı sıra bağışıklık sistemi üzerindeki karmaşık genetik etkilerin de belirleyici olduğunu gösteriyor.
Bilim insanları bu çalışmayı, hastalığın erken tanısı için önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriyor. Aynı zamanda ilerleyen dönemlerde kişiselleştirilmiş bağışıklık testlerinin geliştirilmesiyle MS'in daha erken teşhis edilebileceği ve önleyici tedavi yaklaşımlarının mümkün olabileceği ifade ediliyor.