Jale Tekinalp Yücel Kültür ve Sanat Merkezi Koordinatörü Gülçin Sökücü, mozaik sanatına katkıları ve yüzlerce öğrenciye verdiği eğitimlerle tanınıyor. Mozaik sanatında geri dönüşüm anlayışını benimseyen Sökücü, ayçiçeği figürünü hem sanatsal hem kişisel hayatında merkezine alıyor. Kimi zaman kıyafetlerinde, kimi zaman takılarında bu simgeye yer veren sanatçı, yaptığı mozaik şapkalarda da ayçiçeğini işlemeyi ihmal etmiyor.
Sökücü, ayçiçeğini yalnızca bir çiçek olarak değil, aynı zamanda sanatın ve doğanın birleştiği bir sembol olarak görüyor. “Ayçiçeği, hem birliğin hem de beraberliğin simgesidir. Yapısı itibarıyla mozaik gibi; parçalardan oluşur ama bütünlük gösterir. Güneşe yönelmesi ise hep aydınlığa dönük olmayı simgeler,” ifadelerini kullandı.
Ayçiçeği Bir Metafor, Bir Köprü
Roma mozaiklerinde de ayçiçeğin ortasında yer alan çizgilerin kullanıldığını aktaran Gülçin Sökücü, bu figürün sanat tarihinde özel bir yer tuttuğunu vurguluyor. Mozaik sanatını bir geri dönüşüm sanatı olarak tanımlayan Sökücü, ayçiçeğinin de doğaya katkısıyla bu anlayışı yansıttığını belirtiyor.
"Çiçeğin merkez noktasında yer alan altın oran çizgileri, mozaiklerin ruhuna çok yakındır. Hem estetik hem de doğaya faydalı. Bu nedenle ayçiçeğini bir metafor olarak kullanmayı seviyorum. Geçmişle gelecek arasında bir köprü gibi. Yaptığımız sanat da zaten bu köprüyü kurmak için var."
Van Gogh hayranı olduğunu da dile getiren sanatçı, “O da ayçiçeklerini çok severdi. Güneşin çiçeği diyorum onlara. Aynı öğrencilerim gibi,” sözleriyle hem öğrencilerine hem de ayçiçeğine olan bağlılığını ifade etti.
Sanatta Güneşe Açılan Çiçek
Her yıl yüzlerce öğrenciye mozaik sanatı eğitimi veren Sökücü, sanatla doğa arasında kurduğu bağla gençlere ilham veriyor. “Ayçiçeği benim için sadece bir motif değil; bir yaşam biçimi. Bana güneşin kızı diyenler var ama ben kendime ‘ayçiçeği’ diyorum,” diyen sanatçı, mozaik sanatının derinliğini ayçiçeğiyle sembolleştiriyor.