Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Depozito Yönetim Sistemi kapsamında 2025 yılı ortasına kadar asgari makine ve altyapı kurulumunu tamamlayarak, ulusal depozito sistemini başlatmayı hedeflediklerini bildirdi.
Özhaseki, Bakanlığın konferans salonunda düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Çevre Projeleri Medya Buluşması" programında, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Konuşmasına deprem bölgesinde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi vererek başlayan Özhaseki, "Dünyanın en büyük şantiyesi şu anda deprem bölgesinde. 1900 şantiyemiz var, 153 bin kişilik çalışan ordusuyla orada işlerimizi yapıyoruz." dedi.
Bakan Özhaseki, bölgede 500 bin konutun yapımını hedeflediklerini belirterek, "Bundan 3 ay öncesine kadar 76 bin 624 konutun çekilişlerini yaptık, kuralarını belirledik ve hak sahiplerine teslim ettik. Temmuz ayı sonu itibarıyla yeniden başlıyoruz, sene sonuna kadar 200 bin konutu teslim etmiş olacağız. İnşallah önümüzdeki senenin güz aylarına kadar da bu 400 binden fazla konutu yapıp, hiçbir depremzedemizi dışarıda bırakmayacağız." ifadesini kullandı.
İklim Kanunu
Dünyadaki atık kirliliği ve küresel ısınmaya işaret eden Özhaseki, "İklim değişmeden biz değişelim istiyoruz. Biz bunu yapabiliriz, buna gücümüz yeter. Bu anlamda birçok faaliyetimiz var, gayretimiz, müthiş çabalarımız var." diye konuştu.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yapılan çalışmaları anlatan Özhaseki, "İklim Kanunu'nu güncelledik. Önümüzdeki günlerde Meclis'in takvimine göre Meclis'e getirip, İklim Kanunu'nu çıkarmış olacağız." açıklamasında bulundu.
Sıfır Atık Projesine ilişkin de bilgi veren Özhaseki, "Burada bizim yapmaya çalıştığımız şey, atıklarımızın bir değer olduğu, tabiata salınmaktan ziyade her birisinin tek tek değerlendirildiği ve dışarıda adeta hiç atığın kalmadığı bir ortama doğru dönüştürebilme çabası. Bu mümkün ve bu yaptığımız çabalarla bir taraftan 185 milyar lira gibi bir ekonomik değer elde ettik bir taraftan 498 milyon ağaç kesilmekten kurtuldu. Biz buna ısrarla devam edeceğiz." sözlerini sarf etti.
"Denizler Halkındır Projesi"
Bakanlık olarak yeni başlattıkları 3 çevre projesinin detaylarını paylaşan Özhaseki, yaklaşık bir ay önce duyurdukları "Denizler Halkındır Projesi"ne ilişkin "Özellikle burada istiyoruz ki üç tarafı denizlerle çevrili olan bu ülkede insanlarımız denizlere rahatça ulaşsınlar, istifade etsinler. O kıyılardaki işgaller son bulsun." değerlendirmesinde bulundu.
Proje kapsamında, Türkiye'deki 28 kıyıya şeridi bulunan illerin valileriyle toplantılar yaptıklarını belirten Özhaseki, "Vatandaşlarımızın denize ulaşmasındaki ne kadar zorluk varsa, oraları işgal eden ve vatandaşa zorluk çıkaran ne tür unsur varsa hepsini temizleyeceğiz. Zaten bayram boyunca yıkımlar başladı. Bu ne kadar devam edecek derseniz belki senelerce, bitene kadar. Oradan vatandaş rahatça istifade edene kadar." bilgisini paylaştı.
"100 yeni halk plajı açmayı düşünüyoruz"
Bu konuda Çevre-Deniz WhatsApp İhbar Hattı'na gelen ihbarları değerlendirdiklerini anlatan Özhaseki, şöyle devam etti:
"Bakanlık olarak 100 kadar yeni halk plajı açmayı düşünüyoruz. Bu arada Kültür Turizm Bakanlığımızın bizden istediği yerleri biz tahsis ettik. Onlar oralarda halk plajlarını yapıyorlar ama biz de bakanlık olarak halkın denizlerimize rahatça erişimini sağlayacak şekilde 100 tane plaj kurmayı da hedefledik."
Yapılan yıkımlara ilişkin görüntüleri paylaşan Özhaseki, "Halktan yanayız, halkın tarafındayız ve bu hiç değişmeyecek. Özellikle arkadaşlarımız güzel bir slogan bulmuşlar, 'Türkiyedeniz' diye. Hani bazen sorulur ya neredensin diye, 'Türkiyedeniz'...O denizler bizim. O denizlere halkımız rahatça ulaşabilmeli diyoruz. Halk plajlarıyla öne çıkan bir Türkiyedeniz. Her vatandaşın rahatça kıyıya erişebildiği bir Türkiyedeniz. Bu projemizi taviz vermeden uygulamaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Mapa Şamandıra Projesi
Bir diğer projelerinin de "Mapa Şamandıra Projesi" olduğunu belirten Özhaseki, özel çevre koruma bölgeleri başta olmak üzere tüm sahilleri, koyları teknelerin verdiği zararlardan korumak istediklerini söyledi.
Özhaseki, özellikle tekne ve yatların denize attığı çapalarla denizdeki bitki örtüsüne, teknelerini bağlayarak kıyılardaki ağaçlara ve atıklarıyla da koylara zarar verdiğini anlattı.
İstanbul'da dün Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu toplantısını yaptıklarını anımsatan Özhaseki, "Oksijen neredeyse bitmiş gibi. Oradaki canlılık oranı gittikçe düşüyor. Ve yakında da böyle gidersek, kirletmeye devam edersek özellikle evsel atıklardan oluşan azot gibi, fosfor gibi maddeleri, tarımsal ürünlerin imalatında kullanılan bu maddeleri denizlere vermeye devam edersek, bırakın koylarımızı Marmara'yı bile yitireceğiz, neredeyse. O yüzden de çabalıyoruz, gayret ediyoruz, uğraşıyoruz ve bu kirlilikleri gidermeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Bu tespitlerden sonra özellikle Mapa Şamandıra Projesi'ni gündeme aldıklarını anlatan Özhaseki, "İlk etapta Göcek Koyu'nu pilot bölge olarak seçtik. Bu alanda 40-50 metre arayla uygun yerlere 700 kadar mapa şamandırayı yerleştireceğiz. Onların denizdeki çapayı attığı yerde sabitlemesi için kullanacağı en az 4 veya 5 tonluk bir kütleyi koyup oraya bağlamasını sağlayacağız." bilgisini verdi.
"Yatlar istedikleri gibi, istedikleri zaman, istedikleri yere duramayacaklar"
Proje kapsamında mobil uygulama geliştirdiklerini de aktaran Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akıllı bir sistem. Yatlar istedikleri gibi, istedikleri zaman, istedikleri yere duramayacaklar. O sistemi herkes görecek. Oradan işaretleyerek gitmek istediği yeri belirleyecek ve oraya bağlayacak, belli sürelerde orada kalacak. Sonra da kirliliklerini, eğer 12 kişiden az olan tekneler varsa onlar 15 günde bir, 12 kişiden fazla olanlar ise 10 günde bir atıklarını bizim istediğimiz yere verecekler. Bu projemizle bizler tekne ve yatların belli sürelerle kontrollü şekillerde konaklamalarını, denetimlerini sağlayacağız ve bir taraftan da koylardaki ağaçlarımızı, tarihi, kültürel varlıklarımızı korumuş olacağız. Karasal tahribatın önüne geçeceğiz, deniz ormanlarını koruyacağız."
Özhaseki, denize bırakılan atıkları da yakından takip edeceklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Gelecek sene nisan ayıyla birlikte bu sistem Göcek koylarında başlayacak. Sonra da peyderpey, imkanlarımız el verdikçe, en hızlı biçimde bütün koylarımıza yaygınlaştıracağız. Taviz vermeden uygulayacağız. İnşallah 2026 itibarıyla da bütün korunan alanlarımızı bu şekilde bizler de teminat altına almış olacağız."
Depozito Yönetim Sistemi
Bakan Özhaseki, Depozito Yönetim Sistemi'ne ilişkin de bilgi vererek, 0,1 litre ile 3 litre arasında kullanılan plastik ve cam şişelerin sayısının bir yılda 20 milyarı bulduğuna dikkati çekti.
Yılbaşından itibaren şişelerin üzerine logo yerleştirildiğini vurgulayan Özhaseki, "Bu sistem şöyle çalışacak. Vatandaşımız kaç tane şişe, alüminyum, pet getirmişse bizim koyduğumuz yerlerde önce tanıtıp, makineye atacaklar. Sonra da telefonu vasıtasıyla e-cüzdanına doğrudan bunun bedeli işlenmiş olacak." açıklamasını yaptı.
Telefon kullanmak istemeyenler için de fiş sisteminin uygulanacağını anlatan Özhaseki, Depozito Yönetim Sistemi'yle 529 milyon avro ekonomik kazanç elde edileceğini aktardı.
Depozito Yönetim Sistemi'ni Çevre Ajansının öncülüğünde yürüttüklerini vurgulayan Özhaseki, "Hedefimiz 2025 yılı ortasına kadar asgari makine ve altyapı kurulumunu tamamlayarak, ulusal depozito sistemini başlatmak. Bu anlamda bu yıl 2 bin noktaya koymayı düşünüyoruz. 2025 yılı içerisinde 5 bin noktaya ulaşacağız. Üç yıl içerisinde 2028'de de 30 bin sayıya ulaşacağız." diye konuştu.
Sistemin, TOBB ve esnaf odalarıyla birlikte yürütüleceğini anlatan Özhaseki, makinelerin, üniversiteler, belediyelerin önleri, 400 metrekare üzerindeki marketler, alışveriş merkezleri, millet bahçeleri, otel ve restoranlar gibi insanların yoğunlukta olacağı yerlere konulacağını söyledi.
Bakan Özhaseki, "Hedefimiz tüm geri dönüşebilir ürünleri ekonomiye kazandırmak, özel sektöre yeni istihdam alanları oluşturmak ve üretime katkı sunarak döngüsel ekonomide sürdürülebilirliği sağlamak. Bu da Sıfır Atık Projesi'nin bir devamı gibi görülebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özhaseki, Muğla Çevre Koruma Vakfı'nın (MUÇEV) Mapa Şamandra Projesi'nin neresinde olacağı sorusuna karşılık, 28 il valisinin her birinin o ilin MUÇEV temsilcisi gibi görülmesi gerektiği yanıtını verdi.
Plajların işletmesinin nasıl yapılacağı ve ücretlendirmesinin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine Özhaseki, halk plajlarının işletmelerinin açık ihale ile belirleneceğini belirtti.
Özhaseki, "Halkın hiçbir şekilde rahatsız olmayacağı şekilde ya çok küçük ücretlendirmelerle giriş ve içerideki her türlü hizmetin serbest ve bedava olduğu bir sistem veya girişte hiç ücretin alınmadığı ama içerideki hizmetlerden su, havlu veya şezlong için küçük ücretlerin ödenebileceği bir sistemin geçişini sağlayacağız. Onu şu anda hangisini yapalım diye tartışıyoruz." ifadesini kullandı.
"El birliğiyle Marmara'yı kurtarmamız lazım"
Marmara bölgesindeki müsilajla ilgili bir soru üzerine bu konuda oluşturulan eylem planını anımsatan Özhaseki, "El birliğiyle Marmara'yı kurtarmamız lazım. Bu konuda yeni görevler üstlendik. Önümüzdeki günlerde de zaten bunu birebir takip edeceğiz." dedi.
Bakan Özhaseki, İklim Kanunu'na ilişkin bir soruyu da "Kanunla her şey kayıt altına alınmış, yasaya dayanmış olacak. Ve özellikle de bundan sonraki bizim eylem planımız ortaya çıkmış olacak." sözleriyle yanıtladı.
İklim değişikliğinin yol açacağı sorunlara değinen Özhaseki, "Biz çevreyi kirletmeden, iklimi değiştiremeyeceğimize göre kendimizi değiştirip, bu konuda biraz daha tedbirler alıp yaşanabilir dünyayı çocuklarımıza bırakalım diye gayret ediyoruz." sözlerini sarf etti.
Depozito Yönetim Sistemi'nde iade bedeli olarak şu an belirlenen ücretin uygulamada bir alıştırma olarak görülmesi gerektiğini aktaran Özhaseki, "Nihai hedefimiz şu, bunun maliyeti ne kadarsa ürün satın alınırken üzerine koymak. Sonra da insanlar bunu geri getirdiğinde aynı parayı geri almasını sağlamak. Doğru olan sistem de bu diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Özhaseki, depozito makinelerinin "yerli" olacağını ve şu ana kadar yeterlilik alan 7 firmadan temin edileceğini vurguladı.
Atıkların evlerde ayrıştırılma aşamasına ne zaman geçileceğine ilişkin soruya da Özhaseki, ilerleyen süreçte Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün bütçesiyle, belediyeleri evlere 4 ayrı renkte ayrıştırma torbası vermesi yönünde teşvik edeceklerini söyledi.
Programda deprem bölgesindeki çalışmalar ile çevre projelerine ilişin videoların gösterimi de yapıldı.
ü