Baharat ve aromatik bitkiler, hem Türk hem dünya mutfağında lezzetin temel taşı olmaya devam ediyor. Türkiye ise sahip olduğu iklimsel çeşitlilik ve zengin florası sayesinde bu alanda güçlü bir üretim ve ihracat potansiyeline sahip. 2024 yılında Türk baharatları ve aromatik bitkileri 5 kıtada 156 ülkeye ulaştırılarak ülke ekonomisine 250 milyon dolarlık katkı sağladı.
Aromatik Bitkiler ve Baharat Üreticileri Derneği (ABÜDER) Başkanı Aydın Acun, Türkiye’nin florasında 600'den fazla aromatik bitki türü bulunduğunu söyledi. Anadolu ve Trakya'nın zengin bitki örtüsü, farklı bölgelerde yetiştirilen çeşitli baharatları dünyaya taşıyor.
KIRMIZI BİBER ÜRETİMİNDE GÜNEYDOĞU LİDER
En fazla baharat üretiminin yapıldığı bölge Güneydoğu Anadolu. Özellikle kırmızı biber üretiminde Türkiye oldukça güçlü bir konumda. Bölge yılda yaklaşık 350 bin ton kırmızı biber üretimi gerçekleştiriyor. Türkiye'de en çok tüketilen baharatlar ise pul biber, acı ve tatlı kırmızı toz biber, kimyon, sumak, kekik, nane, çörekotu ve susam.
Acun, bazı baharatların Türkiye'de iklim koşulları nedeniyle yetiştirilemediğini, bu nedenle ithal edildiğini belirtti. Hindistan cevizi ve karabiber bu grupta yer alıyor. Ancak Türkiye, iklimin elverdiği tüm ürünlerde yerli üretimi başarıyla gerçekleştiriyor.
İHRACATTA LOKOMOTİF ÜRÜNLER: DEFNE YAPRAĞI VE KEKİK
Türkiye’nin ihracatında öne çıkan ürünlerin başında defne yaprağı ve kekik geliyor. 2023 yılında bu iki ürün toplamda 140 milyon doların üzerinde ihracat geliri sağladı. Türkiye, dünya defne yaprağı ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını ve kekik ihracatının yüzde 50’sine yakınını karşılıyor.
ABD, Türk baharat ihracatında başı çekerken, onu Almanya ve Çin takip ediyor. AB ülkeleri ve İngiltere de önemli alıcılar arasında yer alıyor. 2023’te ABD’ye 31 milyon dolar, Almanya’ya ise 22 milyon dolarlık ihracat yapıldı.
SEKTÖR NET DIŞ TİCARET FAZLASI VERİYOR
ABÜDER Başkanı Acun, baharat ve aromatik bitkiler sektörünün net dış ticaret fazlası veren nadir sektörlerden biri olduğunu vurgulayarak, “İhracatımız ithalatın neredeyse iki katı. Bu, arzu edilen dış ticaret kompozisyonuna ulaşmamızı sağlıyor” dedi.
2025 yılı için ihracat beklentileri olumlu olsa da, küresel ticaretteki dalgalanmalar nedeniyle temkinli olunması gerektiği ifade edildi.