Türk Hava Yolları (THY), İspanya merkezli Air Europa Holding S.L.U. ile potansiyel hisse alımı için bağlayıcı olmayan nitelikte görüşmeler gerçekleştirdiğini duyurdu. Söz konusu açıklama, 20 Haziran 2025 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden yayımlandı. Medyada çıkan haberlerin ardından yapılan duyuruda, yatırımcıların bilgilendirilmesi amacıyla sürecin detayları kamuoyuyla paylaşıldı.
THY, açıklamasında küresel havacılık sektöründe daha güçlü bir konuma gelme ve rekabet gücünü artırma hedefi doğrultusunda büyüme fırsatlarını değerlendirmeyi sürdürdüğünü vurguladı. Bu kapsamda başlatılan süreç, Air Europa’da yatırım imkanlarının incelenmesini ve taraflar arasında oluşabilecek stratejik sinerjilerin değerlendirilmesini kapsıyor.
Açıklamada, yürütülen görüşmelerin bağlayıcı nitelik taşımadığı ve Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu’nun 29 Mayıs 2025 tarihli kararı doğrultusunda başlatıldığı belirtildi. Söz konusu görüşmelerin şu an için sadece bir ön değerlendirme süreci olduğu ve herhangi bir anlaşmanın imzalanmadığı ifade edildi.
THY, sürecin yatırımcılar üzerinde etkili olabilecek nitelikte belirsizlik içerdiğine dikkat çekti. Bu nedenle, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Özel Durumlar Tebliği kapsamında, gelişmelere dair bağlayıcı olmayan teklifin kamuoyuyla paylaşılmasının bir süre ertelendiği vurgulandı.
Bilgi Gizliliği ve Yatırımcı Koruması Öncelikli
THY, erteleme kararının yatırımcıları yanıltacak bir duruma neden olmayacağı yönünde değerlendirmeler yaptığını belirtti. Ayrıca bilgi gizliliğinin korunması amacıyla gerekli tüm tedbirlerin alındığı bildirildi. Görüşmelerin olumsuz etkilenmemesi ve sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için açıklamanın bir süre ertelendiği, bu sürecin yasal çerçevede sürdürüldüğü kaydedildi.
Şirket, yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek somut gelişmelerin yaşanması halinde, şeffaflık ilkesi doğrultusunda kamuoyunu zamanında ve eksiksiz biçimde bilgilendireceğini açıkladı. Bu açıklama ile birlikte THY’nin, uluslararası iş birlikleri ve yatırımlar konusundaki stratejik yaklaşımını sürdürdüğü de bir kez daha ortaya kondu.