Sağlık

Kemik tümörlerinde erken teşhis hayat kurtarıyor

Kemik ve yumuşak doku tümörleri, nadir görülen ancak hayatın her döneminde ortaya çıkabilen ciddi sağlık sorunları arasında yer alıyor.

Abone Ol

Kemik ve yumuşak doku tümörleri, nadir görülen ancak hayatın her döneminde ortaya çıkabilen ciddi sağlık sorunları arasında yer alıyor.

Genellikle çocukluk çağında veya 40 yaşından sonra görülen bu tümörler, ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilerle kendisini gösterebiliyor.

Uzmanlar, özellikle kötü huylu kemik tümörlerinde erken teşhis ve tedavinin hayati önem taşıdığını vurguluyor.

Memorial Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan, kemik ve yumuşak doku tümörlerinin belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi vererek hastaların bu semptomları ciddiye almaları gerektiğini söyledi.

Ağrı, Şişlik ve Hareket Kısıtlılığı Uyarı Niteliğinde

İyi huylu kemik tümörleri genellikle yavaş ilerliyor ve eklem ya da kemikte ağrı, hareket kısıtlılığı ve aksama gibi şikâyetlerle ortaya çıkabiliyor. Bu tümörlerin bir kısmı düzenli takiple kontrol altında tutulabilirken, kırık riski veya hızlı büyüme potansiyeli olanlar cerrahi müdahaleyle temizlenebiliyor. Kötü huylu kemik kanserlerinde ise şiddetli ve giderek artan kemik ağrısı, tümöre bağlı kırıklar ve şişlik gibi belirtiler öne çıkıyor.

Prof. Dr. Arıkan, “Bu belirtileri yaşayan hastaların vakit kaybetmeden bu konuda uzmanlaşmış merkezlere başvurması büyük önem taşıyor. Biyopsi ile tanı konulduktan sonra acil cerrahi tedavi gerekebilir” ifadelerini kullandı.

Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler

  • Vücudun herhangi bir bölgesinde sonradan gelişen şişlikler

  • Eklemlerde hareket kısıtlılığı

  • Geçmeyen, inatçı kemik ağrıları

  • Sebepsiz topallama ve sonradan ortaya çıkan aksamalar

  • Gece uykudan uyandıran ağrılar

Bu tür şikâyetlerin mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Tedavide Multidisipliner Yaklaşım Şart

Kemik ve yumuşak doku tümörlerinin teşhisi radyolojik tetkikler (grafi, MR, tomografi, PET-CT) ile konuluyor. Geniş cerrahi operasyonların ardından protez, plak-vida ve çiviler kullanılarak kemik sağlamlaştırılıyor. Osteosarkom ve Ewing sarkom gibi bazı kötü huylu tümörler özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde acil tedavi gerektiriyor.

Erken tanı ve modern cerrahi teknikler sayesinde geçmişte yüzde 40’lara varan amputasyon oranları günümüzde yüzde 3-4 seviyelerine kadar düşmüş durumda. Bu da hastaların uzuv kaybı yaşamadan tedavi edilebilmesine imkân tanıyor.

Genetik Etkenlere Dikkat

Prof. Dr. Arıkan, yumuşak doku tümörlerinin her yaş grubunda görülebildiğini ancak sıklıkla 40 yaşından sonra ortaya çıktığını hatırlatarak, “Genetik bozukluklar ve mutasyonlar önlenemese de erken tanı ile tedavi mümkün. Bu tür hastalıkların bazı ailelerde daha sık görülmesi nedeniyle tarama ve düzenli kontroller önem taşıyor” dedi.

Uzmanlar, kas-iskelet sistemi tümörlerinde radyoloji, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi ve ortopedi gibi birçok branşın bir arada çalışmasının tedavide başarı oranını yükselttiğini belirtiyor.