KÜRESEL KAYIP ORANI: SULAK ALANLARIN %35’İ YOK OLDU
1970 yılından bu yana küresel sulak alanların yaklaşık %35’i kayboldu. Bu çarpıcı gerileme, ekosistemlerin çöküşü, iklim değişikliğiyle mücadeleyi zorlaştırma ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada engel oluşturma potansiyeli taşıyor. Dünya genelinde ortalama olarak her yıl sulak alanlar %1 oranında azalıyor; bu da her iki saatte bir futbol sahası büyüklüğünde alanın yok olduğu anlamına geliyor.
TÜRKİYE'DE DURUM: 1,3 MİLYON HEKTAR KAYBEDİLDİ
Türkiye'de yıllardır süren sulak alan tahribatı neticesinde, son 50 yılda yaklaşık 1,3 milyon hektar sulak alan yok oldu. Bu miktar, üç Van Gölünü ya da iki Marmara Denizini kaplayacak büyüklükte alanın kaybına eş değer. Ülkenin mevcut sulak alan potansiyeli yaklaşık 2,5 milyon hektar olarak hesaplanıyor. Kritik bölgeler arasında Konya Havzası, Gediz Deltası, Burdur Gölü ve civarı bulunuyor.
TAHRİBİN ANA NEDENLERİ: YANLIŞ UYGULAMALAR VE AŞIRI KULLANIM
Araştırmalar, sulak alanlardaki dejenerasyonun başlıca sebepleri arasında şunları işaret ediyor:
Bilimsel tarım uygulamalarının uygulanmaması
Aşırı su tüketimi
İklim değişikliğinin yarattığı kuraklık
Hızlı şehirleşme ve alan tahribatı
Bu faktörler ekolojik dengenin bozulmasına, su kalitesinin azalmasına ve sulak alan habitatlarının parçalanmasına neden oluyor.
TÜRKİYE'DEKİ KORUMA ÇALIŞMALARI: 131 ALAN KAMUSAL STATÜDE
Birleşmiş Milletler verilerinde, Türkiye’nin 131 sulak alanının koruma altına alındığı yer alıyor. Bu alanlardan 59’u ulusal, 72’si mahalli düzeyde öneme sahip. Toplam büyüklükleri 1.186.466 hektar olarak hesaplanırken, kalan potansiyelin acilen korunması gerektiği vurgulanıyor.