İdrar üretimiyle kandaki atıkları ve fazla sıvıyı filtreleyen böbrekler, bu işlevlerini kaybettiklerinde vücutta zararlı madde birikimi başlar.
Bu durum, kan basıncının yükselmesine ve son evre böbrek yetmezliğine neden olabilir. Uzmanlar, böbrek işlevinin yüzde 90’ını kaybeden hastalarda nakil gerekliliğinin ortaya çıktığını belirtiyor.
Memorial Antalya Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ümit Çakmak, böbrek nakli sonrası yaşam kalitesinin belirgin şekilde arttığını ve hastaların normal yaşantılarına dönebildiğini ifade ediyor.
ÇALIŞMAYAN BÖBREKLER YERİNDE BIRAKILIYOR
Son dönem böbrek yetmezliği, böbreklerin görevini üç aydan uzun süre yerine getirememesi olarak tanımlanıyor. Glomerüler Filtrasyon Hızı (GFH) 15 ml/dk’nın altına düştüğünde nakil gerekliliği gündeme geliyor. Nakil işlemi, canlı vericiden ya da kadavradan gerçekleştirilebiliyor. Çoğu durumda hastanın mevcut böbrekleri çıkarılmadan, yeni böbrek kasık bölgesine yerleştiriliyor. Böylece hastada iki işlevsiz böbreğe ek olarak nakledilen üçüncü böbrek bulunabiliyor.
İLAÇ KULLANIMI DÜZENLİ OLMALI
Böbrek nakli sonrası hastanede kalış süresi genellikle 1-2 hafta arasında değişiyor. Yaklaşık üç ayın ardından hastalar iş ve sosyal yaşamlarına dönebiliyor. Ancak bu süreçte bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların düzenli kullanımı büyük önem taşıyor. Doktor önerisi olmadan ilaç dozunun değiştirilmemesi ve farklı ilaçların kullanılmaması gerekiyor. Bu ilaçlar, nakledilen böbreğin reddedilmesini önleyici etki gösteriyor.
ŞİKAYETLERİ GÖZ ARDI ETMEYİN
Nakil sonrasında düzenli poliklinik kontrolleri yapılması gerekiyor. İlk yıl sık aralıklarla yapılan bu kontroller, sonraki yıllarda daha seyrek hale geliyor. Ancak yüksek ateş, nefes darlığı, bulantı, kusma, ishal, idrarda azalma veya kan görülmesi gibi durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurulmalı. Ayrıca bacaklarda ödem ve kilo artışı da dikkatle izlenmesi gereken belirtiler arasında yer alıyor.
BESLENME VE EGZERSİZ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIYOR
Nakil sonrası dönemde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması, kilo kontrolü açısından kritik önem taşıyor. Kortizon gibi ilaçların iştah artırıcı ve su-tuz tutucu etkisi nedeniyle kilo artışı sık görülüyor. Bu nedenle az tuzlu, dengeli ve düşük kalorili beslenme öneriliyor.
Fiziksel aktivite de böbrek nakilli hastalar için hayati öneme sahip. Uzmanlar, ilk dönemde haftada en az üç gün 30-40 dakikalık tempolu yürüyüşleri tavsiye ediyor. Üç ayın ardından yüzme, bisiklet ve tenis gibi sporlara başlanabiliyor. Ancak düşme veya darbe riski taşıyan futbol, basketbol ve judo gibi sporlar önerilmiyor.
REDDİN TEDAVİSİ ARTIK MÜMKÜN
Nakledilen böbreğin reddi, geçmişte ciddi bir sorunken, günümüzde uygulanan tedavi yöntemleri sayesinde büyük ölçüde kontrol altına alınabiliyor. Ret atakları erken fark edildiğinde tedaviyle başarılı şekilde yönetiliyor. Hatta böbreğin reddi sonrası diyalize dönen hastalarda ikinci veya üçüncü nakiller de gerçekleştirilebiliyor. Uzmanlara göre, modern tedavi yöntemleri sayesinde son dönem böbrek yetmezliği artık hayatı tehdit eden bir hastalık olmaktan çıkıyor.