Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, Alzheimer hastalığının biyolojik tanı yöntemleri sayesinde çok daha erken evrede saptanabildiğini belirterek, erken tanı ve yeni tedavilerin hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada kritik rol oynadığını vurguladı.
Dünya Alzheimer Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, hızla artan Alzheimer hastalığının bireylerin günlük yaşam becerilerini olumsuz etkileyerek bağımsızlıklarını kaybetmelerine yol açtığını ifade etti.
Hanoğlu, Alzheimer’ın toplum için en ciddi sağlık sorunlarından biri haline geldiğini belirterek, “Son yıllarda hastalığın seyrini yavaşlatabilen tedaviler geliştirildi.
Ancak bu tedaviler yalnızca erken tanı konulan vakalarda etkili oluyor. Erken tanı ve yeni tedavi yöntemleri, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada kritik öneme sahip” dedi.
Alzheimer’ın beyinde “amiloid” ve “tau” adlı proteinlerin birikimiyle ortaya çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Hanoğlu, bu süreçlerin hastalık başlamadan 10-20 yıl önce gerçekleşebildiğini kaydetti. Türkiye’de amiloid PET yöntemiyle biyolojik tanı konulabildiğini, kandan bakılabilen yeni biyomarker testlerinin ise umut vadettiğini aktardı.
Prof. Dr. Hanoğlu, Alzheimer’ın demans döneminde kişinin günlük yaşam becerilerini kaybetmeye başladığını belirterek, “Hafif bilişsel bozukluk evresinde günlük yaşamı etkilemeyen ancak testlerle saptanabilen kayıplar görülüyor. Subjektif bilişsel bozuklukta ise kişi unutkanlıktan şikayet etse de testlerde belirgin değişiklik ortaya çıkmıyor” diye konuştu.
Risk taşıyan kişilerin de takip edilmesi gerektiğine dikkat çeken Hanoğlu, “Biyolojik özellikleri taşıyan herkes Alzheimer demansına ilerlemiyor. Yeni araştırmalar risk faktörlerini belirleyerek hastalık ortaya çıkmadan önlem almaya odaklanıyor. Alzheimer’da erken tanı, sadece tedavi seçeneklerini değil hastaların yaşam kalitesini de önemli ölçüde etkiliyor” ifadelerini kullandı.