2025 yılına küresel ölçekte enflasyon ve resesyon ikilemiyle giren piyasalar, merkez bankalarının para politikalarında gevşeme beklentileriyle şekillenirken, artan risk algısı yatırımcıları güvenli liman olarak görülen altına yönlendirdi. Bu süreçte altının ons fiyatı yılın ilk yarısında yüzde 26 artarak 3.303 dolara kadar yükseldi.
Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesinin ardından ticaret politikalarına yönelik belirsizliklerin artması, küresel ekonomik görünüm üzerindeki riskleri tetikledi. ABD’nin birçok ülkeye yönelik uyguladığı tarifeler, enflasyonist baskıları artıracağı öngörüsüyle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) hareket alanını da sınırladı. Aynı zamanda, ABD’nin büyüyen bütçe açığına ilişkin endişeler de altın fiyatlarını yukarı yönlü destekleyen diğer önemli etkenlerden biri oldu.
Jeopolitik cephede ise İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları ve ABD ile Rusya arasında Ukrayna konusundaki belirsizlikler, yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesini hızlandırdı. Bu ortamda merkez bankalarının altına olan ilgisi de arttı. Dünya Altın Konseyi’ne göre, 2025’in ilk yarısında fiziksel altınla desteklenen borsa yatırım fonlarına (ETF’ler) 2020’den bu yana en büyük yatırımcı girişi gerçekleşti.
Ayrıca dolar endeksinde yaşanan gerileme de altının ons fiyatına olumlu yansıdı. 2024 yılını 108,5 seviyesinde kapatan dolar endeksi, 2025’in ilk yarısında 96,7 seviyesine kadar geriledi. Doların değer kaybı, altın fiyatlarının desteklenmesine katkı sundu.
Çin'den gelen güçlü fiziki talep ve İran-İsrail arasındaki gerginliğin etkisiyle altının güvenli liman özelliği daha da ön plana çıktı. Fed Başkanı’nın değişeceğine yönelik beklentiler ve Fed’in bağımsızlığına dair oluşan belirsizlikler de bu eğilimi destekledi.
Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, altının yılın ikinci yarısında büyük sıçramalar yaşamayabileceğini belirtti. Erbaş, "Altının ons fiyatının yıl sonuna kadar ani gelişmeler dışında 3.700 doları geçmesini beklemiyoruz. Tahminimiz 3.000 ile 3.400 dolar arasında bir bantta dalgalanacağı yönünde" dedi.
Erbaş ayrıca, ABD yönetiminin son dönemdeki politikalarının doların zayıflamasına neden olduğunu ve bu durumun ABD ekonomisinin lehine gibi göründüğünü ifade ederek, "Dolar, son 50 yılın en hızlı değer kaybını yaşadı. Trump’ın tarifelerle ilgili orta yol bulacağı ve jeopolitik risklerin azaltılması için orta vadeli bir plan üzerinde çalıştığı görüşündeyiz" değerlendirmesinde bulundu.