Dr. Sethi, "Her meyve aynı faydayı sağlamaz; bazıları bağırsak bakterileri için adeta bir ziyafetken, bazıları sindirim sistemimizi olumsuz etkileyebilir" diyerek, sindirim sağlığına göre meyveleri değerlendirdi.
Listede özellikle aşırı olgun muzlar dikkat çekti. Dünya genelinde kahvaltı sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer alan bu meyveler, olgunlaştıkça bağırsaklar için faydalı olan dirençli nişastayı kaybediyor. Dirençli nişasta, kalın bağırsakta fermente olarak faydalı bakterileri besliyor ve prebiyotik etki yaratıyor. Ancak muz olgunlaştıkça bu özellik kayboluyor, şeker oranı yükseliyor ve bağırsak sağlığına olan katkısı azalıyor.
Dr. Sethi, özellikle aşırı olgun muzlardan uzak durulmasını öneriyor. Hafif yeşil muzlar ise hâlâ dirençli nişasta içerdiğinden, orta düzeyde riskli olarak sınıflandırılarak 10 üzerinden 5 puan aldı.
KAVUN, ARMUT VE ELMA: ORTA DERECEDE FAYDALI
Bağırsak sağlığı açısından kavun, armut ve elma, orta derecede faydalı meyveler arasında yer aldı. Bu meyveler lif ve çeşitli vitaminler bakımından zengin olsa da, prebiyotik özellikleri açısından ilk sıralarda yer alan meyveler kadar güçlü değil.
Dr. Sethi’nin değerlendirmesine göre bu meyveler dengeli tüketildiğinde sindirime destek olabilir ancak bağırsak florası üzerindeki etkileri sınırlı kalabilir.
ÜZÜM VE PORTAKAL DÜŞÜK PUAN ALDI
Listenin alt sıralarında yer alan meyveler arasında üzüm ve portakal da bulunuyor. Üzüm, yüksek su içeriği ve C vitamini ile ferahlatıcı bir seçenek olsa da, lif bakımından zayıf olduğu için bağırsak sağlığına katkısı düşük bulundu.
Portakal ise içerdiği C vitamini, folat ve antioksidanlar ile sağlıklı kabul edilse de, aşırı tüketiminin cildi ışığa daha duyarlı hale getirebileceği belirtildi. British Journal of Dermatology dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, yüksek miktarda narenciye tüketimi cilt kanseri riskini artırabilir. Buna karşın C vitamini, bağışıklık, cilt ve kemik sağlığı açısından vazgeçilmez bir rol oynuyor.
KİVİ VE AZ OLGUN MUZLAR UZUN SÜRE TOK TUTAR
Sindirim sistemi dostu meyveler arasında yer alan bir diğer seçenek ise kivi. Çözünür lif açısından zengin olan bu meyve, bağırsakta su çekerek jel oluşturur ve kabızlığı önlemeye yardımcı olur. 80 gramlık bir kivi yaklaşık 2 gram lif içerir.
Yine hafif olgunlaşmış muzlar da kalp hastalığı, felç, tip 2 diyabet ve bağırsak kanseri riskini azaltmasıyla öne çıkıyor. Diyet lifi bakımından zengin olan bu muzlar, uzun süre tokluk hissi sağlar ve sindirimi düzenler.
Araştırmalar, kronik kabızlığın bağırsak kanseri riskini %50’ye kadar artırabileceğini ortaya koyuyor. Düzenli bağırsak hareketleri, toksinlerin bağırsak duvarıyla temas süresini kısaltarak koruyucu etki sağlıyor.
EN FAYDALI MEYVELER: YABAN MERSİNİ VE NAR
Dr. Sethi’nin hazırladığı listede yaban mersini ve nar, bağırsak sağlığı açısından en yüksek puanları alan meyveler oldu. Bu iki meyve, antioksidan kapasitesi yüksek bileşenleriyle dikkat çekiyor.
Yaban mersini, serbest radikallerin vücutta yarattığı hasarı önlemeye yardımcı olurken; nar, iltihap azaltıcı ve kalp dostu etkiler sunan ellagitanin adlı polifenoller açısından zengindir.
Barselona Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, polifenol açısından zengin bir diyet kalp hastalığı riskini %46 oranında azaltabiliyor. Nar ve yaban mersini gibi meyveler bu yönüyle sadece sindirim değil, genel sağlık açısından da büyük önem taşıyor.
HER MEYVE SAĞLIKLI DEĞİL
Dr. Sethi’nin açıklamaları, her meyvenin sindirim sağlığı üzerinde aynı etkiye sahip olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Özellikle bağırsak dostu beslenmek isteyenlerin meyve seçiminde daha dikkatli olması gerektiği vurgulandı. Aşırı olgun muzlar gibi yaygın ama riskli tercihler yerine, prebiyotik etkisi yüksek meyvelerle beslenmek daha sağlıklı bir sindirim sistemi için kilit rol oynuyor.