PERSEVERANCE'IN MARS'TAKİ BULGULARI
Perseverance gezgini üzerindeki aletlerle yapılan analizler, 1 metre boyunda ve 60 santimetre enindeki kayanın eski yaşam tanımına uyan izler taşıdığını gösterdi. Kayanın bulunduğu alanda milyarlarca yıl önce su bulunduğu ve kimyasal izler ile yapılar sergilediği tespit edildi.
Perseverance'ın incelediği 22. kaya örneği olan Cheyava Şelalesi, Jezero Krateri'ne akan su tarafından oyulmuş eski bir nehir vadisinde keşfedildi.
Gezginin 'Organikler ve Kimyasallar için Yaşanabilir Ortamların Raman ve Lüminesans ile Taranması' cihazı tarafından yapılan taramalar sonucunda, kayanın organik bileşikler içerdiği görüldü. Bu karbon bazlı moleküller yaşamın yapı taşları olarak kabul edilir, ancak biyolojik olmayan süreçlerle de oluşabilir.
DÜNYA'DAKİ MİKROPLARIN İZLERİNE BENZER BULGULAR
Perseverance projesi ekibinden Ken Farley, Cheyava Şelalesi'nin şimdiye kadar incelenen en şaşırtıcı, en karmaşık ve potansiyel olarak en önemli kaya olduğunu belirtti. Farley, organik maddelerin, mikrobik yaşamın enerji kaynağı olarak kullanabileceği kimyasal reaksiyonları gösteren belirgin renkli noktalar içerdiğini ve suyun kayanın üzerinden geçtiğine dair ilk ikna edici tespitlerin yapıldığını söyledi.
Cheyava Şelalesi'nde kaya boyunca uzanan büyük beyaz kalsiyum sülfat damarları ve Mars'a özgü paslı kırmızımsı rengi veren hematit mineralinin varlığı gözlemlendi. Kayanın yüzeyinde leopar desenine benzeyen siyah maddelerle çevrili kirli beyaz lekeler tespit edildi.
MARS'TAKİ MAGMANIN ETKİSİYLE OLUŞAN DESENLER
Perseverance'ın 'X-ışını Litokimyası için Gezegensel Enstrüman' cihazı, siyah halelerin hem demir hem de fosfat içerdiğini belirledi. Queensland Üniversitesi astrobiyolog David Flannery, bu noktaların büyük bir sürpriz olduğunu ve Dünya'da kayalardaki bu tür özelliklerin genellikle yeraltında yaşayan mikropların fosilleşmiş kalıntılarıyla ilişkilendirildiğini söyledi.
Bilim insanları, kayada tespit edilen olivin kristalleri ve sülfatın Mars'taki magmanın kristalleşmesiyle oluşmuş olabileceğini ve biyolojik olmayan süreçlerle leopar desenlerini oluşturmuş olabileceğini de değerlendiriyor. Antik yaşama dair kesin bulgular için ilave araştırmaların gerekli olduğu belirtiliyor.