Yaz aylarının başlamasıyla birlikte Türkiye genelinde kene ısırmalarına bağlı vaka sayılarında ciddi bir artış yaşanıyor. Bazı bölgelerde ölümlerle sonuçlanan vakalar, iklim değişikliğinin canlı popülasyonları üzerindeki etkisini yeniden gündeme taşıdı. Özellikle sıcaklık artışlarının kenelerin üreme hızını ve yaşam alanlarını genişlettiği ifade ediliyor.
Konuya ilişkin bilgi veren Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Toprak, kene sayısındaki artışın en temel sebebinin iklim değişikliği olduğunu söyledi. Sıcaklıkların ani yükselmesinin kenelerin yumurtadan çıkış sürelerini kısalttığını ve popülasyonun daha hızlı büyümesine neden olduğunu belirten Toprak, “Bu, doğrudan ekosistem dengesinin bozulmasıyla ilişkili bir durumdur” dedi.
HABİTAT BOZULMASI DA ETKİLİ
Prof. Dr. Umut Toprak, sadece sıcaklık artışının değil, aynı zamanda doğal yaşam alanlarının bozulmasının da kenelerle daha sık karşılaşılmasına yol açtığını vurguladı. “Ormanlık alanların tahrip edilmesi ve kentleşmenin kırsala doğru genişlemesi, insanla kene temasını artırıyor” diyen Toprak, kent ile kırsal geçiş bölgelerinin planlı şekilde korunmasının önemine dikkat çekti.
Toprak ayrıca, kenelerin böceklerle karıştırıldığını ve bu konuda yanlış mücadele yöntemlerine başvurulduğunu söyledi. Böceklerin 6, kenelerin ise 8 bacaklı olduğunu belirten Toprak, “Kenelerde anten bulunmaz, hareketleri daha yavaş ve vücut yapıları daha yassıdır” dedi.
EKOLOJİK BİLİNÇ ARTMALI
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Entomoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Özkan da sıcaklık artışlarının kene popülasyonunu doğrudan etkilediğini belirtti. Özkan, 1-2 derecelik bir sıcaklık artışının bile popülasyonu 2-3 kat artırabildiğini söyledi.
“Bu canlıların vücut ısıları çevresel sıcaklığa göre değiştiği için iklim değişikliği doğrudan çoğalmalarını etkiliyor” dedi.
Özkan ayrıca, şehir içinde yılan gibi farklı hayvanların da görülmeye başlanmasının, ekolojik dengenin bozulmasının bir göstergesi olduğunu ifade etti. “Kalıcı çözüm için 7’den 70’e herkesin ekoloji farkındalığı kazanması gerekiyor” diyen Özkan, doğaya bilinçsizce yapılan müdahalelerin geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
HER EKLEM BACAKLI KENE DEĞİLDİR
Kene paniğiyle yapılan yanlış ilaçlamalara karşı da uyarıda bulunan Prof. Dr. Özkan, kenelerin yalnızca çok küçük bir kısmının insan sağlığı için risk oluşturduğunu, geri kalan eklem bacaklıların ise biyolojik çeşitliliğin önemli parçaları olduğunu vurguladı.
“Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi hastalıkların taşıyıcısı olan keneler, bitkisel üretime zarar vermez. Gereksiz ilaçlamalar, çevreye ve insan sağlığına ciddi zarar verebilir” dedi.
DOĞAYA KEKLİK VE SÜLÜN BIRAKILIYOR
Öte yandan, Tarım ve Orman Bakanlığı da keneyle biyolojik mücadele kapsamında doğaya keklik ve sülün salımını sürdürüyor. Bu yıl içinde 36 bin 250 keklik ve 9 bin sülün olmak üzere toplam 45 bin 250 yaban hayvanı doğaya bırakılacak. Bu uygulama, kene popülasyonunu doğal yollarla kontrol altına almayı hedefliyor.