MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir açıklama yayınladı. Hastanede tedavi altında olduğu için Zafer Bayramı kutlamalarına katılamayacağını ve bu nedenle büyük bir üzüntü içinde olduğunu ifade eden Erbaş, 30 Ağustos’un Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlığına kavuştuğu, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle taçlandığı gün olduğunu söyledi.
Erbaş, “Türk tarihinin gurur dolu zafer günlerinden biri olan ve 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Savaşı, bir diğer adıyla Başkomutanlık Meydan Muharebesi olan 30 Ağustos Zaferimiz, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlığına kavuştuğu, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle taçlandığı gündür. Bu büyük zafer, sadece bir savaşın kazanılmasından öte, Türk milletinin kararlılığının, milli birlik ve beraberliğinin, özgürlük ve hürriyet aşkının bölünmez bütünlüğünün en büyük göstergesidir. Zafer, her şeyden önce Türk milletinin inancının, millet olma duygusunun, vatan sevgisinin, esarete olan başkaldırının göstergesidir. Toprağı kanlarıyla ısıtarak Türk milletinin ismini tarihe yeniden altın harflerle yazdıran Dumlupınar Zaferimiz, milletimizin yeniden dirilişidir.” ifadelerini kullandı.
“MİLLETLERİN HAFIZALARI ONLARIN TARİHLERİDİR”
Milletlerin hiçbir zaman tarihlerini unutmaması gerektiğini hatırlatan milletvekili Ahmet Erbaş, hafızalarını kaybeden milletlerin gelecekleri ve istikballerinin olmayacağını aktardı.
“Milletlerin hafızaları onların tarihleridir.” diyen Erbaş, tarihini bilmeyen veya çarpıtılmış tarihiyle şuur altı işlenen milletlerin geleceğinin olamayacağına dikkat çekti.
Anadolu’nun tarihi hafızasının başladığı noktalardan birisinin Malazgirt olduğunu bildiren Erbaş, “O gün orada Anadolu’yu vatan edinmenin harcını kardık. O harcın suyu Alparslan’ın kanıydı. Mehmetlerin, Hasanların kanıydı. Bugün de şehitlerimizin kanı, yüreğini ortaya koyan ve Dumlupınar’da Yunanın karşısında duranların kanı, gözünü kırpmadan şehadete yürüyenlerin kanı. Bize emanet edilen bu gençlik ise, başlı başına bir değerdir. Ayakta olan gençlikten amaç, her türlü olay ve durumlar karşısında vatanının yanında yer alan, kalbindeki insanla kafasındaki iz’anı daimî olarak dayanışma halinde bulunduran gençliktir. Yoksa kararsızlık içinde ne yaptığını bilmeden, bilinçsiz, yetersiz, sokaklara dökülen, bir kısım güçlerin oyuncağı olarak kötü kişi ve zümrelerin kuklası olan gençlik değildir.” diye konuştu.