OpenAI’nin yayımladığı yeni araştırma, ChatGPT kullanıcılarının aracı çoğunlukla gündelik işler ve iş dışı amaçlarla kullandığını ortaya koydu.
Mayıs 2024–Haziran 2025 tarihleri arasında yapılan ve 1,5 milyon rastgele konuşmayı inceleyen çalışma, şirketin ifadesiyle “yapay zekânın gerçek kullanıcı alışkanlıklarına dair bugüne kadar yayımlanmış en kapsamlı araştırma” niteliğinde.
ChatGPT’nin kullanım oranları ve gündelik görevler
Araştırmaya göre sohbet botunun kullanımının yalnızca yüzde 30’u işle ilgili, yüzde 70’i ise iş dışı amaçlara yönelik gerçekleşiyor. İş dışı kullanımın en yaygın biçimi, kişisel ve profesyonel yaşamda ekonomik değer yaratan gündelik görevler olarak öne çıkıyor.
Kullanıcılar alışveriş listesi hazırlamaktan seyahat planlamasına, basit hesaplamalardan içerik üretimine kadar birçok farklı alanda ChatGPT’den destek alıyor.
Mesajların dörtte üçünde kullanıcılar pratik rehberlik, bilgi arayışı ve yazım desteği talep ediyor. Neredeyse yarısı ise doğrudan soru yöneltmek şeklinde gerçekleşiyor.
Bu durum, kullanıcıların aracı yalnızca görevleri tamamlayan bir sistem değil, bir danışman gibi değerlendirdiğini gösteriyor.
Profesyonel kullanım ve yazım desteği
İş için ChatGPT kullananların çoğunluğu iyi eğitimli ve yüksek ücretli meslek gruplarından oluşuyor. Bu grup, sohbet botunu araştırmacı veya danışman gibi kullanmayı tercih ediyor; genellikle sıfırdan metin üretmek yerine mevcut metinleri düzenleme, eleştirme veya çevirme konularında yardım alıyor.
Kodlama ve yaratıcı görevler hâlâ nispeten niş alanlar olarak kalıyor; mesajların yalnızca yüzde 4’ü programlama ile ilgili. OpenAI, uygulamanın bilgi yoğun işlerde verimliliği artırarak karar süreçlerini desteklediğini belirtiyor.
Cinsiyet farkında düşüş ve analiz yöntemleri
Araştırma, kadın kullanıcıların ChatGPT’yi önceki yıllara göre daha fazla tercih ettiğini ortaya koyuyor. 2025’te kullanıcı adlarının yüzde 52’si kadın çağrışımlı iken, bu oran 2024’te yüzde 37 olarak kaydedilmişti.
Mesajların analizinde otomatik sınıflandırma araçları kullanıldı; böylece konuşmalar insanlar tarafından tek tek incelenmeden değerlendirildi. Çalışmaya Harvard’lı ekonomist David Deming de katkı sağladı.