Bursa Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Bilgili, devletlerin yargı yetkisi dışındaki açık denizlerde biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan BBNJ Anlaşması’nın, 17 Ocak 2026’da resmen yürürlüğe gireceğini açıkladı.
Bilgili, anlaşmanın uluslararası hukukun eksik bıraktığı açık denizlerde biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda hayati bir yasal dayanak oluşturduğunu vurguladı.
DENİZ KORUMA ALANLARI VE ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMELERİ
Anlaşma ile açık denizlerde yeni deniz koruma alanları oluşturulabilecek. Ayrıca, denizlerdeki faaliyetlerin çevresel etkilerinin önceden değerlendirilmesi zorunlu hale gelecek.
Bilgili, “Nesli tehlike altındaki türlerin üreme bölgeleri, mercan resifleri ve hidrotermal bacalar gibi hassas ekosistemler koruma altına alınacak, okyanusların biyolojik çeşitliliği sürdürülebilir olacak.” dedi.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER İÇİN BİLGİ VE TEKNOLOJİ PAYLAŞIMI
Anlaşma, ileri teknolojiye sahip ülkelerin gelişmekte olan ülkelerle bilgi, kapasite ve teknoloji paylaşmasını sağlayacak. Bu sayede daha fazla ülke açık deniz araştırmalarına katılabilecek ve genetik kaynakların adil paylaşımı sağlanacak.
Bilgili, bunun ilaç ve biyoteknoloji alanlarında gelişmekte olan ülkelerin sağlık teknolojilerini iyileştirmesine katkı sunacağını belirtti.
TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL VE KÜRESEL ROLÜ
Türkiye’nin anlaşmaya taraf olması, ulusal yetki alanlarında edindiği bilgi birikimini okyanus koruma stratejilerine uyarlaması için önemli bir fırsat sunuyor.
Bilgili, “Mavi ekonomi ve bölgesel liderlik alanındaki deneyimimizi küresel düzeyde yansıtabiliriz. Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki derin deniz araştırmaları kapasitemiz açık denizlerde de değerlendirilebilir.” ifadelerini kullandı.
ANLAŞMANIN UYGULAMA SÜRECİ VE DENETİM
Taraf devletler, genetik kaynak toplama lisanslama süreçleri, çevresel etki değerlendirmeleri ve deniz koruma alanlarının kurallarını kendi ulusal mevzuatlarına aktaracak.
Ülkeler gemi faaliyetlerini raporlayacak, veriler küresel veri tabanında tutulacak. Kurallara uymayan ülkeler finansman ve teknoloji transferinden dışlanabilir veya liman kontrollerinde zorluk yaşayabilir.
KÜRESEL İŞ BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’NİN KATKISI
Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Araştırmacısı Derya Ulutürk, anlaşmanın denizlerin yaklaşık üçte ikisini ve okyanuslardaki su kütlesinin yüzde 95’ini kapsadığını, böylece küresel iş birliğini güçlendirdiğini belirtti.
Türkiye’nin anlaşmayı imzaladığını ve onay sürecinin devam ettiğini aktaran Ulutürk, ulusal yetki alanlarını kapsayan denizlerde egemen hakların saklı tutulduğunu vurguladı.