Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, finansal piyasalarda gözlenen olumlu gelişmelerin hız kazandığını ve makro finansal istikrarın sağlamlaştığını açıkladı.
Şimşek, değerlendirmelerini Next Sosyal hesabı üzerinden yaptı ve güncel ekonomik verilerin ayrıntılarını paylaştı. Bakan, özellikle son dönemdeki finansal verilerin hem yatırımcı güvenini hem de piyasa istikrarını pekiştirdiğini belirtti.
BRÜT REZERVLER TARİHİ ZİRVEYE ULAŞTI
Bakan Şimşek, Türkiye’nin brüt rezervlerinin 174,4 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını vurguladı. Bu artış, Türkiye’nin uluslararası rezerv yeterliliği açısından önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor. Yüksek rezerv seviyesi, dış şoklara karşı dayanıklılığı artırırken, aynı zamanda ülkenin kredi notu ve yatırımcı algısında da olumlu etkiler yaratıyor. Ekonomistler, bu seviyenin Türkiye’nin kısa vadeli dış borç ödeme kapasitesini güçlendirdiğini ifade ediyor.
KUR KORUMALI MEVDUATTA İKİ YILDIR SÜREN GERİLEME
Şimşek, kur korumalı mevduat (KKM) stokunun iki yıldır aralıksız azaldığını ve toplamda 3 trilyon liralık düşüş yaşandığını açıkladı. KKM’deki bu sürekli gerileme, ekonomi yönetiminin TL mevduatlarını teşvik eden politikalarının etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca, KKM’nin azalmasıyla birlikte döviz talebinin kontrol altına alınması, kur istikrarına da olumlu yansıyor. Analistler, bu trendin devam etmesinin Türkiye’nin para politikası açısından elini güçlendireceğini belirtiyor.
TÜRK LİRASI MEVDUATIN PAYI YÜKSELİYOR
Türk lirası mevduatın toplam mevduatlar içindeki payının yüzde 59,6’ya ulaştığını belirten Şimşek, bu oranın yerel para birimine olan güvenin yeniden güçlendiğini gösterdiğini ifade etti. TL mevduat artışı, para politikasının etkinliğini artırırken, finansal sistemde kur riskinin azalmasına da katkı sağlıyor. Uzmanlar, TL’nin daha cazip hale gelmesinde hem politika faizlerindeki ayarlamaların hem de makro ihtiyati tedbirlerin etkili olduğunu belirtiyor.
10 YILLIK TAHVİL FAİZİNDE GERİLEME
Bakan Şimşek, 10 yıllık dolar cinsi tahvil faizinin yeniden yüzde 7 seviyesinin altına gerilediğini açıkladı. Bu düşüş, Türkiye’nin uzun vadeli borçlanma maliyetlerinin azaldığını ve uluslararası yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güveninin güçlendiğini gösteriyor. Tahvil faizlerindeki gerileme, aynı zamanda ülkenin risk primine de olumlu yansıyor. Finans uzmanları, bu gelişmenin doğrudan yabancı sermaye girişini teşvik edebileceğini belirtiyor.
EKONOMİ PROGRAMI KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLÜYOR
“Ekonomimizin dayanıklılığını artıran programımızı, dezenflasyon hedefi doğrultusunda kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz.” diyen Şimşek, mevcut ekonomi politikalarının orta ve uzun vadede sürdürüleceğini ifade etti. Program kapsamında enflasyonun düşürülmesi, mali disiplinin güçlendirilmesi ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi hedefleniyor. Ekonomi yönetiminin bu kararlılığı, piyasa beklentilerini şekillendiren önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.