Antalya’daki tarihi Mevlevihane, "yaşayan müze" konseptiyle Mevlevi kültürünü tanıtıyor. 768 yıllık geçmişiyle Antalya'nın önemli turistik mekanlarından biri haline geldi.
MEVLEİHANE,TARİHİ VE KÜLTÜREL ZENGİNLİK SUNUYOR
Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyan Antalya Mevlevihanesi, hem Rum hem de Osmanlı izlerini yansıtan bir yapı olarak dikkat çekiyor. Tarihi Yivli Minare ve Zincirkıran Mehmet Bey türbesiyle çevrili bu alan, adeta bir tarih yolculuğuna çıkmak isteyenler için ideal bir ziyaret noktası. Mevlevihane'deki "ney" dinletileri eşliğinde, turistler Mevlevilik hakkında bilgi ediniyor, canlandırmalar ve tarihi eserler eşliğinde kültür hakkında derinlemesine bilgi sahibi olabiliyor.
Restorasyon Sonrası Yeniden Canlanan Mevlevihane
1925’teki tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla uzun bir süre kullanılmayan Mevlevihane, 2018 yılında detaylı bir restorasyon sürecinden geçerek "yaşayan müze" konseptiyle tekrar faaliyete girdi. Restorasyon sonrası Mevlevihane'de 90 yıl sonra ilk kez sema ayini yapılmaya başlandı. Akdeniz Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Ögke'nin verdiği bilgilere göre, Mesnevi dersleri, divan okumaları, Kur'an ve İslam düşünce dersleri gibi etkinlikler düzenleniyor. Müze, her gün yüzlerce turistin ziyaret ettiği önemli bir kültürel buluşma noktası oldu. Ayrıca, müzede sergilenen eserler hakkında İngilizce ve Türkçe bilgilendirme levhaları da bulunuyor.
TURİSTLERİN BÜYÜK İLGİ GÖSTERDİĞİ BİR KÜLTÜREL MERKEZ
Antalya Mevlevihanesi, özellikle yerli ve yabancı turistler için önemli bir kültürel merkez haline geldi. Turistler, Mevlevi kültürünü keşfetmek ve sema ayinini izlemek için Antalya’ya akın ediyor. Tarihi atmosferi ve kültürel zenginliğiyle Antalya Mevlevihanesi, şehrin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olarak öne çıkıyor.