Sağlık

Alzheimer’ın erken belirtileri ve risk faktörleri

Dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen Alzheimer’da unutkanlık ilk sinyal. Erken tanı ve sağlıklı yaşam tarzı hastalığın seyrini yavaşlatabiliyor.

Abone Ol

Alzheimer hastalığı, yalnızca yaşlılığın doğal bir sonucu değil, beyin hücrelerinin ilerleyici hasarıyla gelişen ciddi bir nörodejeneratif bozukluk olarak tanımlanıyor. Dünya genelinde 60 yaş üstünde %5-8, 85 yaş üstünde ise %30’a varan oranlarda görülüyor. Türkiye’de yaklaşık 600 bin Alzheimer hastası bulunuyor. Uzmanlara göre, erken tanı ve yaşam tarzı değişiklikleri hastalığın ilerleme hızını belirgin şekilde yavaşlatabiliyor.

HASTALIĞIN ALTINDA GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER YATIYOR

Alzheimer’ın oluş mekanizması tam olarak aydınlatılamamış olsa da, birçok farklı faktörün birlikte rol oynadığı biliniyor. Beta-amiloid plaklarının birikimi, tau proteini anormallikleri, inflamasyon ve oksidatif stres sürece katkıda bulunuyor. Genetik yatkınlık, özellikle APOE-ε4 geninin varlığı da riski artırıyor. Buna ek olarak hipertansiyon, diyabet, obezite, hareketsizlik, alkol, sigara, kafa travmaları ve çevresel toksinler de hastalığın görülme ihtimalini yükseltiyor.

ALZHEİMER’IN 10 ÖNEMLİ SİNYALİ

Alzheimer hastalığının erken dönem belirtileri genellikle unutkanlık ve günlük işlerde zorlanmayla başlıyor. Uzmanlar, şu sinyallerin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor:

  • Yakın dönemdeki olayları hatırlayamama
  • Zaman ve mekânı karıştırma
  • Eşyaları sık sık kaybetme
  • Aynı soruları tekrar etme
  • Konuşurken kelime bulmada zorluk
  • Bilinen yollarda kaybolma
  • Planlama ve takip gerektiren işlerde güçlük
  • TV izlerken konuyu takip edememe
  • Davranış değişiklikleri, sosyal geri çekilme
  • Orta evrede yakınlarını tanımada zorluk, ileri evrede temel ihtiyaçlarda bağımlılık

Bu sinyaller görüldüğünde vakit kaybetmeden uzmanlara başvurulması öneriliyor.

KESİN TEDAVİ YOK AMA BELİRTİLER AZALTILABİLİYOR

Alzheimer için günümüzde hastalığı tamamen durduran bir tedavi bulunmuyor. Ancak asetilkolinesteraz inhibitörleri ve NMDA reseptör antagonistleri gibi ilaçlarla belirtiler hafifletilebiliyor. Son yıllarda, beyinde biriken amiloid-beta plaklarını azaltmayı hedefleyen tedaviler geliştirilse de, yan etkiler nedeniyle kullanımları sınırlı kalıyor.

KORUYUCU YAŞAM TARZI VE TAKVİYELER ÖNEM TAŞIYOR

Alzheimer belirtileri ortaya çıkmadan 10-15 yıl önce beyinde düzensiz protein birikimleri başlıyor. Bu nedenle koruyucu tedbirler büyük önem taşıyor. Omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri, resveratrol, koenzim Q10 ve ginkgo biloba gibi takviyelerin faydaları üzerine araştırmalar yürütülüyor. Ancak uzman önerisi olmadan kullanılmaması gerektiği vurgulanıyor.

Uzmanlar, az kalorili beslenme, haftada en az 150 dakika egzersiz, düzenli ve kaliteli uyku, stres yönetimi ve yeni şeyler öğrenme alışkanlığının koruyucu etkisini öne çıkarıyor. Sonuç olarak, Alzheimer’ın genetik geçiş oranı %1’in altında. Çoğunlukla yaşam tarzı ve çevresel faktörler, hastalığın gelişiminde belirleyici rol oynuyor.