2022’de ChatGPT’nin piyasaya sürülmesiyle başlayan yapay zeka yarışında üç yıl sonra yeni bir döneme girildi. Üretken yapay zekadan “ajan yapay zekaya” (agentic AI) geçiş, teknolojinin yalnızca yanıt veren değil, kendi planlarını yapıp harekete geçen sistemlere dönüşmesini ifade ediyor.
“Ajan” kavramı, psikolog Albert Bandura’nın sosyal bilişsel teorilerindeki “etkenlik” tanımından geliyor. Bu yeni nesil yapay zeka, yalnızca komutlara yanıt veren bir araç değil; kendi kendine düşünen, karar veren ve görevleri tamamlayan bir dijital asistan.
Ajan yapay zekanın özellikleri
IBM’e göre ajan yapay zeka sistemleri:
Karar verir: Hedefler doğrultusunda insan müdahalesi olmadan ilerler.
Problem çözer: Algılama, akıl yürütme, harekete geçme ve öğrenme adımlarını izler.
Plan yapar: Karmaşık görevleri çok adımlı stratejilerle yönetir.
Öğrenir: Geri bildirimlerle sürekli gelişir.
Etkileşir: Çevresinden veri toplayarak gerçek zamanlı tepki verir.
Bu sayede ajan yapay zekalar, örneğin bir ekip toplantısını otomatik planlayabilir, satış raporları oluşturabilir ya da alışveriş listesi hazırlayıp sipariş verebilir.
Büyük oyuncular yarışta
Google: Gemini 1.5 modeliyle Gmail, Takvim ve Drive gibi hizmetlere entegre akıllı asistan.
Microsoft: M365 Copilot ve GitHub Copilot ile kurumsal otomasyon.
OpenAI: GPT-4 Agent ile kod yazma, dosya işleme, raporlama gibi görevler.
Perplexity: Araştırma odaklı Comet tarayıcısıyla Chrome’a rakip.
Ayrıca Anthropic, Model Bağlam Protokolü (MCP) ile yapay zekaların farklı veri kaynaklarına standart bir yolla bağlanabilmesini sağlıyor.
İş dünyası ve günlük yaşama etkisi
Google’a göre 2028’e kadar tüm kurumsal yazılımların üçte birinin ajan yapay zeka özelliklerine sahip olması bekleniyor. Bu da iş akışlarının yaklaşık %15’inin otomatikleşmesi anlamına geliyor.
Perplexity CEO’su Aravind Srinivas, “6 ay içinde bilgi işlerinde tam otomasyon başlayabilir” diyerek ajan yapay zekanın etkisinin hızla görüleceğini savunuyor.
Riskler ve endişeler
Bu gelişmeler, etik ve güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor:
Yanlış kararlar: Hatalı işlemler veya zararlı sonuçlar.
Veri sızıntısı: Özel verilere erişim ve “prompt injection” saldırıları.
Gizlilik ihlalleri: Kullanıcı davranışlarından çıkarım yaparak veri toplama.
Uzmanlar, güçlü güvenlik protokolleri ve insan onayı gerektiren kritik karar mekanizmaları olmadan bu teknolojilerin ciddi riskler taşıyacağını vurguluyor.