Yetersiz uyku, gençlerin dürtüselliğini artırıyor ve sağlıklı karar verme yetilerini olumsuz etkiliyor. Warwick Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir araştırmaya göre, uyku sorunları yaşayan ergenler kendine zarar verme davranışlarına daha yatkın hale geliyor.
Journal of Child Psychology and Psychiatry dergisinde yayımlanan çalışmada, kısa uyku süresi, geç yatma ve gece boyunca sık uyanmanın 14 yaş civarındaki gençlerde kendine zarar verme davranışlarıyla anlamlı şekilde ilişkili olduğu bildirildi. Araştırma, bu riskin 17 yaşına geldiğinde de devam ettiğini ortaya koyuyor.
10 binden fazla genç üzerinde uzun dönemli çalışma
Araştırmada, 2000-2002 yılları arasında doğan ve uzun vadeli bir sağlık çalışmasına katılan 10 binden fazla gencin verileri analiz edildi. Katılımcılara uyku düzenleri, uyku süresi ve kendine zarar verip vermedikleri soruldu.
Sonuçlar, okul günlerinde daha kısa uyuyan, uykuya dalması uzun süren ve gece boyunca sık uyanan gençlerin hem 14 hem de 17 yaşında kendine zarar verme olasılıklarının yüksek olduğunu gösterdi. Bu ilişki; yaş, cinsiyet, sosyoekonomik durum, özgüven ve depresyon gibi diğer faktörler dikkate alındığında bile güçlü kaldı.
Uykusuzluk ve ruh sağlığı bağlantısı
Uzmanlar, yetersiz uykunun gençlerin karar verme becerilerini zayıflattığını ve dürtü kontrolünü bozduğunu vurguluyor. Uyku eksikliği ayrıca depresyon ve kaygı ile başa çıkmayı zorlaştırıyor ve yaşamı daha olumsuz görmelerine yol açıyor.
Warwick Üniversitesi Uyku ve Ağrı Laboratuvarı Direktörü Prof. Nicole Tang, “Kendine zarar verme, ergenler ve genç yetişkinler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Kötü uyku, intihar düşünceleri ve davranışlarıyla birlikte ortaya çıkabiliyor ya da onları önceleyebiliyor. Bu nedenle uyku sorunları risk takibi ve erken önleme için önemli bir işaret,” dedi.
Uyku düzeni ile önleme mümkün
Araştırmanın başyazarı Michaela Pawley, uyku eksikliğinin olumsuz etkilerine rağmen bunun değiştirilebilir bir risk faktörü olduğunu belirterek, “Uyku düzeni üzerinde müdahale edilerek gençleri kendine zarar verme riskinden korumak mümkün olabilir,” ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar, gelecekteki çalışmaların uykusuzluk sorunları için bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemlerin, gençleri kendine zarar vermekten koruyup korumayacağını incelemesi gerektiğini vurguluyor.