Verywell Mind platformunda yayımlanan araştırmalara göre, yakın bir arkadaşla iletişimin kesilmesi yalnızca duygusal değil, aynı zamanda nörolojik ve hormonal düzeyde de etkiler yaratabiliyor.
Nörolog Dr. Lisa Shulman’a göre arkadaşla yaşanan bir küslük ya da iletişim kopukluğu, beynin tehdit algılayan bölgesi olan amigdalayı harekete geçiriyor. Shulman, “Amigdala çevredeki tehditleri tarar. Duygusal travma belirli bir eşiği aşarsa, beyin alarma geçer ve vücut savunma moduna girer,” değerlendirmesinde bulundu.
Hormon dengesini de bozabiliyor
Psikiyatrist Dr. Sharon Batista ise arkadaşlık kaybının serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi ruh halini düzenleyen kimyasallar üzerinde etkili olduğunu belirtiyor. Serotonin seviyesindeki düşüş mutsuzluk yaratırken, dopamin azalması hayattan keyif alma kapasitesini sınırlayabiliyor.
Shulman, bu nörolojik etkilerin zamanla anksiyete, depresyon ve uyku bozuklukları gibi psikolojik sorunlara zemin hazırlayabileceğini aktarıyor.
“Belirsiz yas” süreci başlayabilir
Terapist Stevie Blum’a göre arkadaşlıkların bitişi, özellikle de açıklama yapılmadan ya da bir tarafın ani uzaklaşmasıyla gerçekleştiğinde, “belirsiz yas” sürecini başlatıyor. Blum, “Hayatta olan ama artık sizin hayatınızda olmayan birini özlemek, kederli bir ruh haline yol açabilir,” diyor.
Uzmanlar, bu tür kayıpların reddedilmişlik hissi, öz şüphe ve yalnızlık gibi duyguları tetikleyebileceğine de dikkat çekiyor.
İlişki kurmaktan kaçınmaya yol açabiliyor
Blum ve psikolog Dr. Sabrina Romanoff, bazı kişilerin bu deneyimin ardından yeni arkadaşlıklar kurmaktan kaçındığını belirtiyor. Dr. Romanoff, “Bu durum, romantik bir ilişkinin bitişi kadar sarsıcı olabilir. Kişi, paylaşılan anılar ve o kişinin hayatındaki rolü için yas tutmalıdır,” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlara göre, sosyal ilişkilerin kaybı bireyin psikolojik sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabiliyor. Bu nedenle arkadaşlık sonlanmalarının duygusal sonuçları görmezden gelinmemeli ve gerektiğinde profesyonel destek alınmalı.