Yaşam

Uzmanlardan uyarı: Bu 4 gıdayı tüketenler daha çok acıkıyor

Doymak için yiyoruz ama farkında olmadan daha çok acıkıyoruz. Uzmanlar, açlık hissini artıran ve kilo kontrolünü zorlaştıran dört yaygın gıdayı açıkladı. Sağlıklı beslenmek isteyenlerin bu gıdalardan uzak durması öneriliyor.

Abone Ol

Sağlıklı yaşam trendi hızla yayılırken, beslenme alışkanlıklarımız da mercek altına alınıyor. Uzmanlar, sık tüketilen bazı yiyeceklerin aslında vücuda doygunluk vermek yerine iştahı daha da artırdığını belirtiyor. Özellikle kilo kontrolü sağlamak isteyenlerin dikkatle uzak durması gereken bu gıdalar, kan şekeri dalgalanmaları ve hormon dengesi üzerindeki etkileriyle öne çıkıyor. İşte açlık hissini tetikleyen o dört besin ve nedenleri…

MONOSODYUM GLUTAMAT (MSG) İŞTAHI KÖRÜKLÜYOR

Çin tuzu olarak da bilinen monosodyum glutamat, özellikle hazır gıdalarda sıkça kullanılan bir aroma artırıcı. Cips, hazır çorbalar, bulyonlar ve konserve yiyeceklerde yoğun şekilde bulunan MSG, pankreası daha fazla insülin üretmeye teşvik ediyor. Bu da kan şekerinin hızla düşmesine ve yeniden acıkma hissinin oluşmasına yol açıyor. Ayrıca MSG, eksitotoksin olarak sınıflandırılıyor. Bu da beynin uyarıcı kimyasallarla aşırı yüklenmesi ve uzun vadede hücre tahribatı anlamına geliyor. Uzmanlar, MSG içeren ürünlerin uzun süreli tüketiminin hem metabolizmayı hem de sinir sistemini olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.

RAFİNE UN TOKLUK HİSSİNİ AZALTIYOR

Beyaz un ya da rafine un olarak bilinen bu ürün, raf ömrünü artırmak için kepek ve ruşeyminden arındırılıyor. Ancak bu işlemle birlikte lif, vitamin ve mineral içeriği de büyük ölçüde kayboluyor. Rafine un, sindirim sisteminde hızla parçalanarak kan şekerinde ani yükselme ve sonrasında düşüşe neden oluyor. Bu dalgalanma, vücutta açlık sinyallerinin yeniden devreye girmesine yol açıyor. Özellikle ekmek, poğaça ve pasta gibi unlu mamulleri sık tüketen bireylerin kısa sürede yeniden acıkmasının temel sebebi bu durumla ilişkili.

RAFİNE ŞEKER AÇLIĞI TETİKLİYOR

Şekerin zararlı etkileri artık bilinen bir gerçek. Ancak rafine şekerin açlığı artıran etkisi çoğu zaman göz ardı ediliyor. Vücuda alındığında dopamin salınımını tetikleyerek kısa süreli bir mutluluk ve enerji hissi yaratan şeker, bu etkinin ardından hızla kan şekerinin düşmesine neden oluyor. Bu da tatlı krizlerine, kontrolsüz yeme isteğine ve genel olarak iştah artışına yol açıyor. Ayrıca rafine şeker, insülin direnci gelişimini hızlandırarak uzun vadede obezite riskini artırıyor. Uzmanlar, rafine şeker yerine meyvelerden gelen doğal şekerin tercih edilmesini öneriyor.

GLUTEN GİZLİ BİR TETİKLEYİCİ OLABİLİR

Unlu mamullerin çoğunda bulunan gluten, çoğu kişi tarafından yalnızca çölyak hastalarıyla ilişkilendirilse de, aslında iştah üzerinde de etkili bir madde. Özellikle işlenmiş gıdalarda bulunan gluten, şeker benzeri bir etki oluşturarak kan şekeri seviyelerinde dalgalanmaya yol açabiliyor. Bu da tıpkı rafine şekerde olduğu gibi kısa sürede yeniden açlık hissine neden oluyor. Ayrıca glutenin sindirim sistemine yük bindirmesi, şişkinlik ve hazımsızlık gibi sorunlara da zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle glutensiz veya düşük glutenli beslenme biçimleri son yıllarda daha fazla ilgi görüyor.

SAĞLIKLI BESLENMEK İÇİN DOĞRU TERCİHLER ŞART

Uzmanların önerdiği bu bilgiler, yalnızca diyet yapanları değil, genel sağlığını korumak isteyen herkesi yakından ilgilendiriyor. Paketli ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, doğal ve lifli besinlerle beslenmek, kan şekeri dengesi üzerinde olumlu etkiler yaratıyor. Açlık hissini bastırmak yerine artıran gıdaları hayatınızdan çıkardığınızda hem daha tok hissedecek hem de daha sağlıklı bir yaşam tarzına adım atmış olacaksınız.