Teknoloji

Üniversitelerde yapay zeka dönemi: Sınav sistemi değişiyor

Yapay zekanın yaygınlaşmasıyla üniversitelerde sözlü sınav ve grup projeleri gibi yeni değerlendirme yöntemleri gündeme geldi.

Abone Ol

ChatGPT ve benzeri yapay zeka tabanlı programların hızla yaygınlaşması, yükseköğretimde köklü bir değişimin kapısını aralıyor. Metin özetleme, içerik üretimi ve düzenleme özellikleriyle öne çıkan bu araçlar, özellikle öğrenciler arasında ödev hazırlığı sürecinde sıkça kullanılıyor. Akademisyenler de makale ve araştırma raporlarında bu teknolojilerden faydalanıyor.

Ancak bu durum, özellikle sosyal bilimler alanında insan emeğine olan ihtiyacı azaltıyor. Daha önce sosyal bilimcilerin gerçekleştirdiği analizlerin önemli bir kısmı artık yapay zeka destekli yazılımlar aracılığıyla yapılabiliyor. Buna karşın, mevcut intihal tespit sistemlerinin yapay zeka tarafından üretilen içerikleri ayırt etmekte zorlanması, üniversiteleri yeni önlemler geliştirmeye yöneltiyor.

ÜNİVERSİTELER YENİ SINAV MODELLERİNE YÖNELİYOR

Yapay zeka destekli ödevlerin artması, eğitim kurumlarını değerlendirme yöntemlerini yeniden tasarlamaya itti. Birçok üniversite, öğrencilerin yapay zekadan destek almadan bireysel performanslarını sergileyebilecekleri sözlü sınavlar, sunumlar ve grup projeleri gibi alternatif yöntemleri uygulamaya başladı.

Singapur İşletme Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Kenneth Benoit, yapay zekanın eğitim anlayışını kökten değiştirdiğini belirterek, “Eskiden öğrenciler bilgiyi ezberleyerek aktarıyordu. Şimdi ise bilgiye ulaşmak çok kolay. Önemli olan onu anlamak ve doğru kullanmak.” dedi.

Benoit, yapay zekanın tamamen yasaklanması yerine, eğitime katkı sağlayacak şekilde entegre edilmesi gerektiğini vurguladı. “Artık öğretim yöntemlerimizi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Grup projeleri, sunumlar ve tartışma temelli değerlendirmeler daha anlamlı hale geldi.” ifadelerini kullandı.

ETİK VE GİZLİLİK KONULARI TARTIŞILIYOR

Yapay zekanın hızla yaygınlaşması, beraberinde etik ve fikri mülkiyet tartışmalarını da gündeme getirdi. Benoit, yapay zekayla üretilen içeriklerde telif hakkının kime ait olduğunun belirsizliğini koruduğunu belirterek, “Bu sistemler çok sayıda veriye izinsiz erişebiliyor. Bu da fikri mülkiyet açısından ciddi bir sorun.” değerlendirmesinde bulundu.

Ayrıca yapay zekanın kullanıcı verilerini toplama biçimi, gizlilik ve güvenlik endişelerini artırıyor. Benoit, veri gizliliği ve kullanıcı rızası ilkelerinin açık biçimde tanımlanmasının önemine dikkat çekti.

ARAŞTIRMALARDA YAPAY ZEKA DESTEĞİ ARTIYOR

Berlin'deki Max Planck İnsan Gelişimi Enstitüsü Direktörü Iyad Rahwan ise yapay zekanın araştırma süreçlerini kolaylaştırdığını ifade etti. Rahwan, “Yapay zeka, bilim insanlarına deney tasarımı ve hipotez geliştirmede destek sağlıyor. Bu sayede araştırmalar daha hızlı ve düşük maliyetle yürütülebiliyor.” dedi.

Rahwan, yapay zekanın insanların yerini almak yerine düşünme, analiz etme ve keşfetme kapasitesini genişleteceğini vurguladı. “Yapay zeka, akademik dünyayı matbaanın veya internetin icadı kadar köklü biçimde değiştirecek. Ancak bu, insanları gereksiz kılmak yerine, onların çalışma biçimlerini dönüştürecek.” ifadelerini kullandı.