Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SAYIN VALİMİZ” KAPIMIZ HERKESE AÇIK” DİYOR

Sayın Valimiz Ali Çelik Beyefendi: “Kapımız herkese açık” demişler. Bu güzel ifade beni çok gerilere götürdü. Ben 85 yaşında yaşlı bir gazeteciyim. Nice sayın valilerle bir araya geldik. Niceleriyle gezilere katıldık. Niceleriyle bir masada oturup yemek yedik. Ama öyle sayın valiler gördük ki Allah inandırsın makamlarına girerken elimiz ayağımız dağılırdı. Çünkü o günün sayın valileri hangi saattedirler işte bunu kestiremezdik.

Timur, Anadolu’yu bir baştan bir başa fethettiği günlerde Konya’da bir gün otağında pek de sinirliymiş. Zamanın ünlülerinden Nasrettin Hoca’nın da o sırada Timur’u ziyareti söz konusuymuş. Ama Hoca’nın karısı akıllı, tecrübeli, güngörmüş biri olduğu için kendisini önceden uyarmış. Hoca’nın bir sepet elma ve ayva götürmesine karşı çıkmış: “Götüreceksen taze incir, taze üzüm götür” deyip Hoca’yı ikna etmiş. Hoca Nasrettin tanındığı için otağın önündeki nöbetçiler kendisine zorluk çıkarmamışlar ve huzura çıkmasını sağlamışlar. İşte bu sırada Timur çok öfkeliymiş karşısındakileri azarlıyor, eline ne geçerse üzerlerine fırlatıyormuş. Hoca’yı görünce bir ara durup: “Ne istersin Hoca Efendi” diye sormuş. O da kendisine taze incir ve taze üzüm getirdiğini ifadeyle elindeki sepeti önüne bırakmış. Ne mi olmuş? Timur elini sepete sokup çıkardığı incir ve üzümleri sağa sola atmasın mı? Hatta birisi de Hoca’ya isabet etmiş. Hoca hemen karısının söylediklerini hatırlamış: “İyi ki elma ve ayva getirmemişim” diyerek sevinmiş.

Sayın valimizin asabi mi, hoşgörülü mü, mülayim mi yerine göre karşısındakilere nasıl bir ruh haletiyle yaklaştıklarını bilmiyorum. Ama duyduğum kadarıyla Kütahyalının sevgisini kazanmış, gönlüne girmiş bir yönetim görevlisi, güzel bir mülki idare amiridir. Halk günlerinde Kütahyalılarla bir araya geliyor, halkın dileklerini dinliyor, gerekeni yapıyormuş. Sorunların çözümüne yardımcı oluyormuş. Devletimizin her zaman milletimizin yanında olduğunu gösteriyormuş. Asıl güzeli bu günlerde kurum müdürlerinin de bulunmasıdır. Çünkü her kurum müdürü anında sorunları not ediyor, gerekeni de sayın valinin direktifleri doğrultusunda çözüyormuş. Talep, öneri ve şikâyetler tespit ediliyormuş. Sayın valinin süreç isteyen meselelerle bizzat ilgilenmesi de takdirlerin üzerindedir. Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra da sonuçtan vatandaş bilgilendiriliyormuş.

Sayın vali duyduğum kadarıyla, her kesimden herkesle bir araya geliyor. Mesaisinin büyük bölümünü halkımıza harcıyor. Bundan da asla sıkıntı duymuyor, mutlu oluyor, bunun kendisine güç kattığını, kendisine şevk verdiğini belirtiyor. Önemli olan vatandaşın görüş ve taleplerinin çok kıymetli olarak belirtilmesi. Yıllar içinde hep illerde sayın valilerin, ilçelerde sayın kaymakamların makam odalarının kapılarının her zaman açık olmasını isteyenlerden olmuşumdur. Vali kapısı, kaymakam kapısı devletin kapısıdır. Bu kapı ne kadar açık olursa vatandaş da o kadar mutlu olur. Sayın valiye bu özel günlerde sadece talepte bulunanlar gelmiyormuş. Teşekkür babında gelenler de oluyormuş. Ben böyle günlerin yani halk günlerinin hep birlikte daha iyiye ve daha güzeli aramada bir vesile olduğunu düşünüyorum.

Yazımın başında ifade etmiştim; bazı sayın valilerin makamına girerken elimizin ayağımızın dağıldığından söz etmiştim. Allah mekânını cennet eylesin, Kütahya’da bir zamanlar (24.07.1975-18.02.1978) Nazmi Çengelci vali olarak görev yapmıştı. Makamına girerken epeyce düşünüp öyle girmiştik. Bir konu hakkında kendilerini ziyaret etmiştik. Ama maalesef bizlere yer gösterilmediği için ayakta kalmıştık. Kendileri makamlarında otururken bizler ayaktaydık. Zamanın Tavşanlı Kaymakamı Nail Taşdelen’i bizim yanımızda arayıp kendisiyle sert bir konuşma yapmışlardı. Biz sanki sayın kaymakamı şikâyet etmiştik. Müşkül durumda kalmıştık. Dakikalar geçmez olmuştu. Makam

odasından nasıl çıktığımızı bilememiştik. Ama kulakları çınlasın Sayın Utku Acun (20.11.1997-10.08.2000) ile Tavşanlı’da GLİ Misafirhanesi’nde kendileriyle birlikte: “Bu türkü Kütahya’nın milli marşıdır” dediği “Kütahya’nın Pınarları” türküsü eşliğinde oynarken ne kadar mutluyduk. Ne kadar huzurluyduk. Bir sayın vali ile bir esnaf, bir öğretmen, bir memur hep birlikteydik.

Kütahya’nın “Fahri Hemşerisi” de olan Sayın Ali Çelik Bey’e sağlıklı bir ömür, mutlu bir yaşam, nice başarılı yıllar diliyorum. İyi ki Sayın Ali Çelik Bey gibi bir valimiz var diyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER