Ana Manşet

Sanata başladığı Kütahya’ya vefa borcunu sanatla ödedi 

Sanata Kütahya’da gönül dostum dediği bir isim sayesinde başlayan sanatçı Kübra Ünsaç, “Vefa borcumu ödemek için sergi açtım. Kütahya, benim için çok özel, tılsımlı bir yer.” dedi. 

Abone Ol
Sanata Kütahya’da gönül dostum dediği bir isim sayesinde başlayan sanatçı Kübra Ünsaç, “Vefa borcumu ödemek için sergi açtım. Kütahya, benim için çok özel, tılsımlı bir yer.” dedi.  Hat, minyatür ve tezhip sanatçısı Kübra Ünsaç, 26 yıl sanata ilk adımlarını attığı Kütahya’da usta sanatçı olarak sergisini sanatseverlerle buluşturdu.  Geçmişte yaşadığı bir sağlık sorunu nedeniyle Kütahya’da ‘gönül dostum’ dediği bir kişiyle tanışan ve sanata yönelen Ünsaç, o süreci ve sanat kariyerini Ekspres Haber’e anlattı.  Ahmet Yakupoğlu Müzesi’nde sergisini sanatseverlerle buluşturan Ünsaç, “Sanat serüvenim Kütahya'da başladı. Vefa borcumu ödemek için geldim Kütahya'ya. Kütahya benim için çok özel, tılsımlı bir yerdir. Evliyasıyla, kültürüyle, sanatıyla çok özel bir şehirdir. Ve Kütahya'da da bu sanata başlamama sebep olan bir hocamız vardı benim gönül dostumdu, gönül hocamdı. Baş hoca olarak kabul ediyorum. Atatürk'ten sonra.” dedi.  “Bir rahatsızlığım vardı benim.” diyen Ünsaç, şöyle devam etti: “Sanat her şeye şifa demişlerdi. Hele ki tezhip tamamen içten, felsefi boyutu var diye buyurmuşlardı. Ben o zamana kadar ne olduğunu bilmezdim. Evet işin içine girdim ki öyleymiş. Günde en az üç saat çalışıyorum ve böylece 26 yıl geçmiş. Bugün vefa borcumu ödemek için geldim. Üniversitemizin rektörü, güzel sanatlar fakültesi dekanı inanılmaz sanata, kültüre önem veriyor. Donanımlı bir üniversite. Çok duygulandım, çok etkilendim.”

“TOPKAPI SARAYI İLE İLGİLİ RESMİM ‘BENİM ŞANSIM’ OLDU”

Kütahya’daki sergisini 21 Aralık’ta açtığını anlatan Ünsaç, 31 Aralık’a kadar sanatseverleri beklediklerini söyledi.  Sergideki eserler hakkında bilgiler veren Ünsaç, “Kütahya’da vatandaşların ilgisi çok güzel. Şehir insanlarının çok donanımlı olduğunu farkettim. Eserlerimin her biri benim iç sesimin dile gelmesidir. Bir eserimde Topkapı Sarayı ile ilgili bir çalışmamız vardı. Bir objesini herkes kendi alanında yapacaktı. Bana bir soba düşmüştü. Kutsal emanetlerin olduğu yerdeymiş.  Ben de kutsal emanetlerin yerini göreyim, inceleyeyim bana ne feyz verirse ona göre yapacaktım. Ama gittiğimde müze müdürümüz Esra Hoca'm kapalı yılda bir kez açılıyor burası dedi. Ben de dışarıdan incelerken akşam ezanı okunuyordu. Çok etkilendim ben ondan. Telefonumun ekranına, kadraja bir resim çıktı. Yukarıdan ışık varmış meğersem. Aşağıya vururken o ne geldiyse önüme. Onu yaptım. Karşımda Fetih Suresi'nin olduğu alan çıktı. Ben de eserime benim şansım ismini verdim.” 

“BURÇLARI ÇİZDİĞİM RESİMLE BİRBİRİMİZLE OLAN BAĞIMIZI ANLATMAK İSTEDİM”

Burçlarla ilgili farklı bakış açısıyla çizdiği resmin hikayesini aktaran Ünsaç, Boğaziçi Zirvesi için resmi yaptığı söyledi.  Pandemi nedeniyle zirvenin yapılamadığını belirten Ünsaç, şunları kaydetti: “Burçlarda ciddi bir felsefe, matematik hesabı olduğu için biraz halkalardan beslendik. Minyatür biliyorsunuz asıl amacı dolayısıyla da ben onu burçlara özel olarak tasarladım. Kadınları vurgulamak istedim dünyanın temsilidir diye. Orada esas vurgulamak istediğim şuydu.  Hepimiz aynı diyelim ki boğa burcuyuz. Aynı gün, aynı saat, aynı dakikada doğsak da yaradan bir yarattığını bir daha yaratmadığı için kişiye ait bir tılsım vardır. Onun için de peçe koydum yüzlerine. Tabii pandemi oldu sanki özel bir şey yapmışım gibi oldu ama aslında ben başka nedenle yapmıştım. Ne kadar bireysel olsak da birbirimizle beslenip, birbirimize bir halka şeklinde dönüyoruz. Bir gözle de yönetiliyoruz demek istedim.”

Diğer fotoğraflar için tıklayınız...