Dünya

Musk’ın görevi sosyal medya tarafsızlığını yeniden tartışmaya açtı

Elon Musk’ın ABD hükümetinde görev alacağı açıklaması, sosyal medya platformlarının tarafsızlığı ve devletler arasındaki ilişkileri yeniden gündeme taşıdı.

Abone Ol

ABD’de 2024 seçimlerini kazanan Donald Trump’ın hükümetinde Elon Musk’ın "Hükümet Verimliliği Departmanı" başkanı olarak görev alacağı açıklaması, sosyal medya platformlarının tarafsızlığını yeniden gündeme getirdi. Musk’ın sahibi olduğu X (eski adıyla Twitter) platformunun ifade özgürlüğü politikaları, bir süredir eleştirilerin odağındaydı.

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faik Tanrıkulu, Musk’ın X platformunu devralmasının ardından ifade özgürlüğü adına bazı kısıtlamaları kaldırdığını, ancak bu süreçte belirli siyasi görüşlere daha fazla alan tanındığı eleştirileriyle karşılaştığını belirtti.

TARAFSIZLIĞI TARTIŞMA KONUSU

Tanrıkulu, "Rusya-Ukrayna savaşı sırasında platformda Ukrayna yanlısı içeriklerin öne çıkarılması, benzer şekilde İsrail-Filistin çatışmalarında İsrail destekli mesajlara öncelik verilmesi, Musk’ın tarafsızlık ilkesine aykırı davrandığı algısını güçlendirdi." dedi.

The Guardian ve Alman futbol kulübü Werder Bremen’in X platformundan çekilme kararlarının, bu eleştirilerin önemli bir parçası olduğunu ifade eden Tanrıkulu, platformun ifade özgürlüğünü savunduğu iddiasına rağmen nefret söylemlerinin yayılmasına olanak sağladığı yönündeki eleştirilerin arttığını vurguladı.

DEVLETLER SOSYAL MEDYA ÜZERİNDE KONTROL MÜCADELESİ VERİYOR

Sosyal medya platformlarının bağımsızlıklarıyla devletlerin ulusal güvenlik ve egemenlik gerekçeleri arasında sıkıştığını belirten Tanrıkulu, ABD’nin TikTok’a yönelik tutumunun bu gerilimin en dikkat çekici örneklerinden biri olduğunu söyledi.

Çin hükümetinin Batılı sosyal medya platformlarını tamamen yasakladığını ve yerel alternatifler geliştirdiğini ifade eden Tanrıkulu, Avrupa Birliği’nin ise sosyal medya düzenlemelerinde daha şeffaf bir yaklaşım izlediğini belirtti. Dijital Hizmetler Yasası’nın nefret söylemi ve yasa dışı içeriklerin önlenmesi amacıyla hazırlanan önemli bir adım olduğuna dikkati çekti.

Tanrıkulu, "Sosyal medya platformları bir yandan ifade özgürlüğü ve demokratik değerlerin savunucusu olarak görülürken, diğer yandan ticari ve ideolojik çıkarlar doğrultusunda hareket ederek devletlerin kontrol talepleriyle karşı karşıya kalıyor." ifadelerini kullandı.