Bu deyim, "Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır" anlamına gelir. Atasözü, bir kişinin hayatı boyunca yaptıklarının, başkaları tarafından kendisine geri döneceğini ifade eder. Eğer bir kişi yardımsever bir tutum sergilerse, karşılığını bulur; kötülük yaparsa, bu durumun bedelini öder.
Aynı zamanda Arapça kökenli olan "Dakk," kapı çalmak, "dukka" ise kapısının çalınan kişi anlamına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre, "Dakka," kapı çalan, yapan, eden; "Dukka," kapısı çalınan, maruz kalınan anlamlarına gelir.
Türkçe'de Men Dakka Dukka, "Ne Ekersen Onu Biçersin" atasözüyle eşanlamlı olarak kullanılır. Bu söz, herkesin yaptıklarının karşılığını alacağını ifade eder.
Men Dakka Dukka Atasözünün Hikayesi:
Hikaye, Halife Harun Reşit'in bir bahçesi ve bu bahçedeki özel bir gül fidanıyla ilgilidir. Halife, bahçıvanına, bu gül fidanına göz gibi bakmasını ve açtığında haber vermesini söyler. Gül fidanı nihayet güzel bir çiçek açar, ancak bir kuş, bu güzel çiçeği gagalayarak zarar verir.
Bahçıvan, durumu halifeye gözyaşları içinde anlatır. Halife, sadece "Men Dakka Dukka" der. Yani, kapısı çalınanın kapısı çalınır.
Zamanla, aynı kuş bir yılanın ağzında ölür. Bahçıvan, bu durumu tekrar halifeye anlatır, ancak yine aynı cevabı alır. Sonunda, bahçıvanın da beklenmeyen bir şekilde kötü bir iş yapmasıyla hikaye tamamlanır. Bahçıvan, cezaya çarptırılır, ancak yine "Men Dakka Dukka" ilkesiyle, halifenin de benzer bir kötü olayla karşılaşacağı öngörülür.
Bu hikaye, insanın yaptıklarının sonuçlarını yaşayacağını anlatan güçlü bir öğüttür. Men Dakka Dukka atasözüyle, herkesin hayatta karşılaştığı durumların kendi davranışlarına bağlı olduğu vurgulanır.