Kütahya’da yaklaşık 40 yıldır sim sırma sanatıyla uğraşan Ayşe Kaçan, geçmişten günümüze Kütahya yöresel kıyafetlerini el emeği ile işlerken “Yıllar geçtikçe insanların geçmişe olan ilgisi artıyor.” dedi.
Ailesinden görerek başladığı sanatını gittiği kurslarla ilerleten ve yıllar içinde ustalık belgesini alan Ayşe Kaçan, Kütahya’nın düğün, kına, sünnet gibi özel günlerinde kullanılan kıyafetlerini üretmeye devam ediyor.
Germiyan Beyliği ve Osmanlı Devleti’nden günümüze ulaşan Kütahya’nın yöresel kıyafetlerini işleyen Kaçan, gelin-damat bohçası, doğu yatağı gibi adetlerle bu geleneğin sürdüğünü söyledi.
Kına gecelerinde giyilen yöresel ürünlerin halen büyük talep gördüğünü bildiren Kaçan, “Üç etek, bindallı gibi ürünleri gelen talepler doğrultusunda üretiyoruz.
Gelinin giydiği kıyafete tefebaşı diyoruz. Bir başlık ve üç etekten oluşuyor. Kırmızı renkte oluyor genelde. Kına yakıldığı sırada gelinimiz bunu giyiyor. Yanındaki yengeler, arkadaş, yakın akrabaları da diğer üç etekleri giyiyorlar. Bunlar işte çatkılı, süpürgeli, aynalı eğrimli, dallı birçok çeşidi var.
Önceden bu ürünleri farklı metodlarla bir ayda yaparken şimdilerde hem zamandan hem de müşterilerimize uygun fiyat için dikiş makineleri ile yapıyoruz. Ancak el işçiliği ile arasında hiçbir fark yok. Üretimi ve yapımı da bir haftaya da düşürüyoruz.” dedi.
“DOĞU YATAĞI ÇOK ESKİ BİR GELENEĞİMİZ”
Günümüz şartlarına uygun olarak bazı eklemeler yaptığını anlatan Kaçan, “İşte yatak örtüleri, perdeler, yastıklarla da işin ticaretini yaptığımız için günümüze de uydurmamız gerekiyor.
Doğu yatağı çok eskiden gelen bir gelenek. Daha doğrusu buna lohusa yani doğum yatağı diyoruz. Anne bebeği olduğu zaman eskiden kırk gün bu yatakta yatar.
Evdeki ahali de ona hizmet edermiş. Şimdilerde sünnet ve doğu yatağı, mevlitlerde kuruluyor. Bu şekilde geleneğimiz devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Kütahya'da kültüre değer verildiğini vurgulayan Kaçan, bundan dolayı da bu mesleği 40 yıldır sürdürdüğünü söyledi.
Diğer fotoğraflar için tıklayınız...