Kentte demircilik yapan Duran Arslan, bir iş kazası sonucu henüz 30 yaşındayken sol gözünü kaybetti.
Bunun üzerine mesleğini bırakarak tekstil sektörüne yönelen ve tek gözü ile yaşama tutunarak 2 çocuğunun da üniversite mezunu olmasını sağlayan Arslan, "hayatımın aşkı" dediği 46 yıllık eşinin 8 yıl önce Alzheimer hastalığına yakalanmasıyla üzüntü yaşadı. Arslan, hastalığı ilerleyen ve ihtiyaçlarını gideremez hale gelen eşinin yeme, içme, giyinme gibi bütün ihtiyaçlarını karşılıyor.Doktorun "Eşinize sakin bir köyde yaşamak iyi gelecektir." tavsiyesi üzerine Arslan, İzmir'den ayrılarak yaklaşık 3 ay önce baba ocağı Akseki ilçesindeki Kepez Mahallesi'ne yerleşti.
Ata yadigarı yöreye özgü düğmeli evde yaşamaya başlayan Arslan, her gün yemeğini yedirdiği eşini yürüyüşe çıkartıyor.
"Eşim için hiçbir fedakarlıktan kaçınmam"Duran Arslan, hayatını tamamen eşine adadığını söyledi. Eşine sevgisinin çok büyük olduğunu belirten Arslan, "Dünyanın hiçbir servetinde gözüm yok. Benim hayatım ona endekslenmiş durumda. Elimden geldiği kadar ona iyi bakmaya çalışıyorum. Beslenmesine dikkat ediyorum. Onu gerçekten çok seviyorum. Ona çok bağımlıyım. Eşim için hiçbir fedakarlıktan kaçınmam. Banyosunu da yaptırırım, tuvalet ihtiyacına da yardımcı olurum." dedi.Dünyanın en güzel işini yapıyormuş gibi hissettiğini anlatan Arslan, "Bir gün bile olsun 'eşim gücenmesin' diye of demedim, alnım kırışmadı. O benim yaşam kaynağım. O yoksa ben de bu dünyayı istemiyorum. Hastalandıktan sonra çok daha düşkün oldum ona. Konuşamıyor ama biz vücut diliyle, bakışmakla birbirimize yetiyoruz. Gözlerimin içine baktığı zaman çok mutlu oluyorum." diye konuştu.